Evliya-yı kiramın en büyüklerinden İmam-ı Rabbani “kuddise sirruh” hazretleri, babası vefat eden bir kimseye taziyede bulunduktan sonra;
- İyilikleriyle tanınmış olan ve emr-i maruf ve nehy-i münker ibadetini elden bırakmayan kıymetli babanızın ölüm haberi biz Müslümanları çok üzdü, buyurdu.
Ve devam etti:
- Hepimiz, Allah için yaratıldık ve hepimiz Onun huzuruna çıkacağız kardeÅŸim. Siz, sabrederek, bizden önce gidenlere, sadaka ile ve dua ile ve istiÄŸfar ederek yardım etmeli, imdadlarına yetiÅŸmelisiniz! Çünkü, dirilerin yardımına ölülerin çok ihtiyacı vardır.
Adam sordu:
- Nasıl yardım efendim?
- Hadis-i ÅŸerifte buyuruldu ki; (Ölü, suda boÄŸulmak üzere olan biri gibidir. Babasından, anasından, kardeÅŸinden ve arkadaşından gelecek olan bir duayı hep beklemektedir.)
Hadisin devamı ÅŸöyle:
- (Ona bir dua gelince, dünyaya ve dünyada olanların hepsine kavuÅŸmaktan daha çok sevinir. Allahü teâlâ, yeryüzünde olanların duaları yardımı ile, kabirde olanlara daÄŸlar gibi rahmet gönderir. Dirilerin ölülere olan hediyesi, onlar için istiÄŸfar etmektir).
Sabredersen ne mutlu sana
Bir gün de biri gelip fakirliÄŸinden ÅŸikayet etti bu zata. Büyük veli, ona gıbta ile bakıp;
- Sabredebilirsen ne mutlu sana, buyurdu.
Adam çok ÅŸaşırdı:
- Bana mı ne mutlu efendim?
- Evet, sana.
- Neden ki efendim?
- Åžunun için ki, fakir olup da Allahü teâlânın taksimine razı olarak sabreden ve ÅŸikayette bulunmayan mümine, yediÄŸi her lokma için Cennette bir köÅŸk verilecektir.
|