Evliya-yı kiramın en büyüklerinden İmam-ı Rabbani “kuddise sirruh” hazretlerine, bir gün sevdiÄŸi biri gelerek;
- Efendim, dünya iÅŸlerim yolunda gitmiyor, diye dert yandı.
Büyük Veli;
- Dünya iÅŸlerinin bozuk gitmesinden hiç sıkılmayınız! buyurdu. Çünkü dünya iÅŸleri, üzülmeye deÄŸmez kardeÅŸim. Bu dünyada olan her ÅŸey geçecek, yok olacaktır.
- Ne yapmak lazım efendim?
- Allahü teâlânın razı olduÄŸu ÅŸeylerin arkasında koÅŸmalı, güç olsa da, kolay olsa da, bunları yapmaya çalışmalıdır.
Åžöyle baÄŸladı:
- Aranılacak, gönül verilecek, Allahü teâlâdan baÅŸka hiçbir ÅŸey yoktur.
Resule itaat, Allah’a itaattır
Bir gün de sohbetinde;
- Cenâb-ı Hak, Nisa suresi, yetmiÅŸikinci âyetinde, Muhammed aleyhisselama itaat etmenin kendisine itaat etmek olduÄŸunu bildiriyor, buyurdu.
Ve bunu izah etti:
- Yani Onun Resulüne itaat edilmedikçe Ona itaat edilmiÅŸ olmaz. Bunun pek kati ve kuvvetli olduÄŸunu bildirmek için, âyet-i kerimede; (Elbette, muhakkak böyledir) buyuruldu.
İnsana niçin bela gelir?
Bir gün bazı sevdikleri;
- Efendim, insanın başına belaların gelmesine sebep nedir? diye sordular.
Cevabında;
- O insanın kendine düÅŸkün olmasıdır, buyurdu. Yani kendi nefsine düÅŸkün olmasıdır. Kendi kendisinden kurtulursa, Allahü teâlâdan baÅŸka ÅŸeylere düÅŸkün olmaktan kurtulur.
Ve daha izah etti:
- Puta tapanlar, kendilerine tapmaktadırlar. Nitekim Casiye suresinin yirmiikinci ayetinde mealen; (Kendi nefsine tapanları gördün mü?) buyuruldu.
|