İslam âlimlerinin en büyüklerinden İmam-ı Rabbani “kuddise sirruh” hazretleri, bir sohbetinde;
- İnsan, kulluk vazifelerini yapmak için ve hep Hak teâlâ ile olmak için yaratıldı, buyurdu.
Sordular:
- Buna nasıl kavuşulur efendim?
- Bu nimet, gelmiÅŸlerin ve geleceklerin Efendisine “aleyhisselam” tam uymakla ele geçer, buyurdu.
Ve bunu açıkladı:
- Hak teâlâdan baÅŸka olarak özenilen her ÅŸey, mabut olur. Hak teâlâdan baÅŸkasına ibadet etmekten kurtulmak için, Ondan baÅŸka hiçbir ÅŸeye özenmemek, hiçbir ÅŸeyin arkasına düÅŸmemek lazımdır.
- Cennetin de mi efendim?
- Evet. Ahireti, Cennet nimetlerini istemek de böyledir. Bunları istemek, her ne kadar sevap ise de, Allah dostlarına göre günah sayılır. Ahiretteki ÅŸeyleri istemek böyle olunca, dünya iÅŸlerine düÅŸkün olmanın neye varacağını anlamalıdır.
- Dünya nedir efendim?
- Dünya, Hak teâlânın sevmediÄŸi ÅŸeylerdir.
- Yani günahlar mı efendim?
- Evet. Günahlara düÅŸkün olanlar, arkalarında koÅŸanlar merhametten uzak olur. Hadis-i ÅŸerifte; (Dünya melundur ve dünyada olan ÅŸeylerden Allah için yapılmayanlar melundur) buyuruldu.
Tasavvuf niçindir?
Bir gün de tasavvuftan sordular bu zata.
- Tasavvuf, son nefeste imanla gidebilmek ilmidir, buyurdu.
Sordular:
- Sabrın alameti nedir efendim?
- Åžikâyeti terk, sıkıntı ve musibeti gizlemektir.
- Allah sevgisinin iÅŸareti nedir efendim?
- Ölümü sık hatırlamaktır.
- Ya edep efendim?
- Edep; söz dinlemektir. Yani büyüklerin sözüne, itiraz etmeden, yorum getirmeden peki demektir.
|