Evliyanın en büyüklerinden Muhammed Masum Faruki “kuddise sirruh” hazretleri, bir gün bazı dostlarına;
- KardeÅŸlerim, Bu dünyanın ve dünyada olanların ne kıymetleri vardır ki, insan bunları ele geçirmek için, kıymetli ömrünü tüketmiÅŸ olsun! buyurdu.
Ve devam etti:
- Ölmeden önce, ahirete yarayan bir ÅŸey yapabilirsek, ne güzel! Yoksa iÅŸimiz haraptır!
Sordular:
- Ahirete yarayan iÅŸ nedir ki efendim?
- Önce doÄŸru bir iman edinmektir.
- Sonra efendim?
- Sonra da İslamiyet’i öÄŸrenip buna göre yaÅŸamaktır. Bunu yapabilen, en baÅŸarılı insandır.
İmdadına ne yetişmiş?
Bir gün de sevdiÄŸi bir gence;
- Allahü teâlâ, size, razı olduÄŸu iÅŸleri yapmak nasip eylesin! buyurdu.
Ve nasihat etti:
- Sevgili yavrum! Kıyamette iÅŸe yarayacak olan ÅŸey, İslamiyet’in sahibinin gösterdiÄŸi yolda yürümektir. Haller, marifetler, kerametler, bu yolda iken hasıl olurlarsa, çok iyidir ve büyük nimettirler. Ama bu yoldan sapık iken hasıl olurlarsa, istidractır ki, felakete sebep olurlar.
Ve şunu anlattı:
Tasavvuf büyüklerinden Cüneyd-i BaÄŸdadi hazretlerini öldükten sonra, rüyada görüp;
- Nasılsın? diye sordular.
Cevap olarak;
- İlim, marifet dolu sözlerimin hiç faydası olmadı. Bir gece yarısı kıldığım iki rekat namaz, imdadıma yetiÅŸti, buyurdu.
İmanı gideren şey
Bir gün de bazı sevdikleri;
- Efendim, haram olduğu kati olan bir işi beğenen bir kimsenin imanı gider mi? diye sordular.
Cevabında;
- Elbette gider, buyurdu.
- Haramı, beğenmeyerek işlerse efendim?
- Haramları, tatlı gelse bile, beÄŸenmeyerek, çirkin bilerek, üzülerek yapan, imanını kaybetmez.
|