Evliyanın en büyüklerinden Muhammed Masum Faruki “kuddise sirruh” hazretleri, bir gün bazı sevdiklerine;
- KardeÅŸlerim, ömrümüzün en kıymetli zamanları, boÅŸ yere geçti. Allahü teâlânın düÅŸmanı olan nefsin isteklerini yapmakla tükendi. Åžimdi, ömrün en kıymetsiz, baÅŸarısız zamanı kaldı, buyurdu.
Ve devam etti:
- Åžimdiden sonra Allahü teâlânın beÄŸendiÄŸi iÅŸleri yapmaz ve az bir emekle ve kısa bir sıkıntı ile, sonsuz rahat ve nimetlere kavuÅŸmazsak, yarın kıyamet gününde, Allahü teâlânın huzuruna ne yüzle çıkabiliriz? Oraya ne özür ve bahane götürebiliriz?
Derin bir âh çekti:
- Bu gaflet uykusu ne vakte kadar sürecek. Gaflet pamuÄŸu kulaklarda ne kadar kalacak? Bir gün, gözlerden perdeyi kaldıracaklar. Kulaklardan gaflet pamuÄŸunu çıkaracaklar. Fakat, faydası olmayacak.
Ve ilave etti:
- O zaman piÅŸmanlıktan, utanmaktan baÅŸka yapılacak ÅŸey olmayacak kardeÅŸlerim. Öyleyse ölüm gelmeden önce, yapacak iÅŸi bilmeli. Yüzü ak olarak, Allahü teâlâyı özleyerek can vermelidir.
Sordular:
- Ne yapmak lazım efendim?
- Önce, itikadı düzeltmeli, dinden olduÄŸu bilinen ÅŸeylere doÄŸru olarak inanmalıdır.
- Sonra efendim?
- Bundan sonra, fıkıh kitaplarında yazılı olan ÅŸeyleri öÄŸrenmek ve yapmak lazımdır.
İmanı kurtarma zamanı
Bir gün de buyurdu ki:
- KardeÅŸlerim, önceki asırlarda yaÅŸayan Müslümanlar, günah iÅŸlememek için gayret ederlerdi. Biz ise, içinde bulunduÄŸumuz bu ahir zamanda küfre düÅŸmemek için gayret etmeliyiz.
Ve ekledi:
- Bu devir, imanını kurtarmak ve küfürden kaçınmak devridir.
|