Evliyanın en büyüklerinden Muhammed Masum Faruki “kuddise sirruh” hazretlerinden, bir gün nasihat istediler.

Cevap olarak;
- Nasihatların başı, Ehl-i sünnet vel-cemaat denilen doÄŸru yolun âlimlerinin bildirdiklerine uygun olarak itikadı düzeltmektir, buyurdu.

Sordular:
- Bundan sonra efendim?
- Bundan sonra emredilenleri yapmak, yasak edilenlerden sakınmaktır.

- Emirlerin en mühimi nedir efendim?
- BeÅŸ vakit namazdır ki, namaz, bütün ibadetleri kendisinde toplamıştır.

Tasavvufun gayesi

Bir gün de;
- Tasavvufun gayesi nedir efendim? diye sordular.

Cevabında;
- Tasavvuf yolunda ilerlemenin sebebi, Ä°slamiyet’te inanılması lazım olan ÅŸeylere, yakînin, imanın parlaklığının artması içindir, buyurdu. Hakiki iman da, bu demektir.

Ve ekledi:
- Ä°kinci sebebi de, fıkıhta bildirilen vazifeleri yapmanın kolay ve tatlı olması içindir.

Sordular:
- Tasavvuf, bu ikisine kavuÅŸmak için midir efendim?
- Evet. Bunlardan baÅŸka bir ÅŸey için deÄŸildir.

- Allahü teâlâyı görmek için deÄŸil mi efendim?
- Hayır hayır. Allahü teâlâ, Cennette görülecektir. Dünyada hiç görülemez.

Ahiret sonsuzdur

Bir gün de sevdiÄŸi bir gence;
- Yavrum! Dünyada kalmak zamanı pek azdır, buyurdu. Bu kısa zamanın çoÄŸu da boÅŸ yere geçmiÅŸ, geriye pek azı kalmıştır.

Ve devam etti:
- Ahiret zamanı ise sonsuz olup, orada baÅŸa gelecek ÅŸeyler, bu birkaç günlük iÅŸlere baÄŸlıdır. Bundan sonra, ya sonsuz nimetler, zevkler veya bitmez tükenmez azablar, acılar vardır.

Delikanlı ürperdi:
- Kesin olacak deÄŸil mi efendim?
- Elbette evladım. Bunları Efendimiz “aleyhisselam” haber vermiÅŸtir. Elbette olacaklardır. Aklı olan kimsenin, durmadan çalışması lazımdır.