İslam âlimlerinin en büyüklerinden Muhammed Masum Faruki “kuddise sirruh” hazretlerine, bir gün namazdan sordular.
Cevaben;
- Namaz, İslam’ın beÅŸ ÅŸartından, dinin beÅŸ esasından ikincisidir, buyurdu. Bütün ibadetleri kendisinde toplamıştır.
Ve devam etti:
- İşte bu toplayıcılığından dolayı, yalnız başına, Müslümanlık demek olmuÅŸ ve insanı Allahü teâlânın sevgisine kavuÅŸturacak iÅŸlerin birincisi olmuÅŸtur.
Ve daha izah etti:
- Alemlerin Efendisine “aleyhisselam” mirac gecesi, Cennette nasip olan rüyet ÅŸerefi, dünyaya indikten sonra, dünyanın haline uygun olarak kendisine yalnız namazda müyesser olmuÅŸtur.
Sordular:
- Onun için mi; (Namaz, müminin miracıdır) buyurmuÅŸ Efendimiz “aleyhisselam”?
- Evet. Bir hadis-i ÅŸerifte de; (İnsanın Allahü teâlâya en yakın olması namazdadır) buyurmuÅŸtur.
Allah dünyada görülemez
Bir gün de bazı sevdikleri;
- Efendim, bu dünyada Allahü teâlâ görülebilir mi? diye sordular.
Cevaben;
- Hayır, bu dünyada Allahü teâlâyı görmek mümkün deÄŸildir. Dünya buna elveriÅŸli deÄŸildir.
Ve ilave etti:
- Fakat, Ona tâbi olan büyüklere, namaz kılarken rüyetten bir ÅŸeyler nasip olmaktadır.
Ve izah etti:
- Yani görmeseler de, bu büyüklere görmüÅŸ gibi bir hâl olmaktadır.
Sordular:
- Namaz çok mühim öyleyse efendim?
- Ebette. Namaz, üzüntülü ruhlara lezzet verici, hastaların rahat vericisidir. Ruhun gıdası namazdır. Kalbin ÅŸifası namazdır. (Ey Bilal, beni ferahlandır!) diye ezan okumasını emir buyuran hadis-i ÅŸerif, bunu göstermektedir.
Ve ilave etti:
- Bir hadis-i ÅŸerifte de; (Namaz, kalbimin neÅŸesi, gözümün bebeÄŸidir) buyuruldu.
|