İslam âlimlerinin en büyüklerinden Seyfeddin-i Faruki “kuddise sirruh” hazretlerine, bir gün bazı tanıdıkları;
- Hubbu fillah ve buÄŸdu fillah nedir efendim? diye sordular.
Cevabında;
- Allahü teâlâ, Kur’an-ı kerimde sevgili Peygamberine, kâfirleri ve münafıkları sevmemeyi, çalışıp, onlardan üstün olmayı emrediyor, buyurdu.
Ve izah etti:
- Çünkü Allahü teâlânın ve Peygamberinin düÅŸmanlarından kalbin uzak olmadıkça O ve Resulü sevilmiÅŸ olmaz ve seviyorum demek doÄŸru olmaz.
Ve daha açıkladı:
- Bir kimse, imanım var dese, fakat söylediÄŸimiz gibi küfürden uzak durmasa, yani hiç olmazsa kalbinden soÄŸukluk duymasa, hem Müslümanlığa, hem de dinsizliÄŸe inanmış, iki dinli olmuÅŸ olur ki, bunlara (Mürted) denir.
Ve sordu onlara:
- İbrahim aleyhisselamın, bütün insanlar arasında, ikinciliÄŸi kazanması ve Peygamberler babası olmakla ÅŸereflenmesinin sebebi neydi, biliyor musunuz?
Merak ettiler:
- Neydi efendim?
- Allahü teâlânın düÅŸmanlarından uzaklaÅŸması idi.
Nitekim kâfirlere; (Bizden sevgi beklemeyiniz! Çünkü siz, Allahü teâlâdan baÅŸkalarına tapıyorsunuz. O taptıklarınızı da sevmiyoruz. Sizin uydurma dininize inanmıyoruz. Bu ayrılık, aramızda düÅŸmanlığa sebep oldu. Siz, Allahü teâlânın, bir olduÄŸuna inanmadıkca ve emirlerini kabul etmedikce bu ayrılık, kalbimizden silinmeyecek, her ÅŸekilde kendini gösterecektir) demiÅŸti.
Feyze kavuÅŸmak için
Bir gün de;
- Büyüklerin feyzine kavuÅŸmak neye baÄŸlıdır efendim? diye sordular.
Cevabında;
- Mütevazı olmaya baÄŸlıdır, buyurdu. Kim toprak gibi mütevazı olursa, her nimete kavuÅŸur. Biraz büyüklenirse, her nimetten mahrum kalır.
Sordular:
- Hikmeti nedir efendim?
- Çünkü gül, yükseklerde deÄŸil, alçak ovalarda yetiÅŸir, buyurdu. Hayat kaynağı olan su da, yüksek daÄŸlardan aÅŸağıya doÄŸru akar. Büyüklerin feyz ve bereketine kavuÅŸmak da, toprak gibi mütevazı olmaya baÄŸlıdır iÅŸte.
|