Evliyanın en büyüklerinden Mazhar-ı Can-ı Canan “kuddise sirruh” hazretleri, bir gün Peygamberlerden bahsederken;
- Her Peygamberde yedi sıfatın bulunduğuna inanmak lazımdır, buyurdu.
Sordular:
- Bunlar nelerdir efendim?
- Emanet, sıdk, tebliÄŸ, adalet, ismet, fetanet ve emnül-azldır, buyurdu.
- Emn-ül azl ne demek efendim?
- Yani Peygamberlikten azl edilmezler.
- Ya fetanet efendim?
- Fetanet, çok akıllı, çok anlayışlı demektir.
Åžöyle devam etti:
- Peygamberlerin hepsine iman etmek, aralarında hiçbir fark görmeyip, hepsinin sadık, doÄŸru sözlü olduÄŸuna inanmak lazımdır. Onlardan birine inanmayan kimse, hiçbirine inanmamış olur.
Çalışmakla ele geçmez
Bir gün de Peygamberlikten sordular bu zata.
Cevaben;
- Peygamberlik; çalışmakla, açlık, sıkıntı çekmekle ve çok ibadet yapmakla ele geçmez, buyurdu. Yalnız Allahü teâlânın ihsanı, seçmesi ile olur.
Åžöyle devam etti:
- İnsanların dünyadaki ve ahiretteki iÅŸlerinin düzgün ve faydalı olması için ve zararlı iÅŸlerden koruyup, selamete, hidayete, rahata kavuÅŸturmak için, Peygamberler vasıtası ile dinler gönderilmiÅŸtir.
Ve izah etti:
- DüÅŸmanları çok olduÄŸu ve alay ettikleri, üzdükleri halde, Allahü teâlânın, inanmak için ve yapmak için olan emirlerini insanlara tebliÄŸ etmekte, bildirmekte, düÅŸmanlardan korkmamış, göz kırpmamışlardır.
Allah ile aramızdaki perde
Bir gün de nasihat isteyen bir gence;
- OÄŸlum, kendin ile Allahü teâlâ arasında en büyük perde, hep kendi menfaatini düÅŸünmek ve kendin gibi bir acize güvenmektir, buyurdu.
Ve ilave etti:
- Sofilik, istediÄŸin her yere gidebilmek, bulutların gölgesinde rahat etmek ve herkesten hürmet görmek deÄŸildir.
Delikanlı sordu:
- Ya nedir efendim?
- Sofilik, her halinde, Allahü teâlâya güvenmektir.
|