Büyük İslam âlimlerinden Seyyid Ahmet Mekki Efendi “rahmetullahi aleyh” hazretlerine, bir gün;
- Mümin kime denir efendim? diye sordular.
Cevabında;
- Mümin, yani Müslüman demek, Allahü teâlâ tarafından, Muhammed aleyhisselam vasıtası ile, insanlara bildirilmiÅŸ ve İslam memleketlerine yayılmış din bilgilerine inanan, kabul eden kimse demektir, buyurdu. Bu bilgiler Kur’an-ı kerimde ve binlerce hadis-i ÅŸeriflerde bildirilmiÅŸtir.
Ve devam etti:
- Bu bilgileri, Eshab-ı kiram Peygamber efendimizden “aleyhisselam” iÅŸitmiÅŸ, (Selef-i salihin) denilen İslam âlimleri de, Eshab-ı kiramdan iÅŸiterek veya bu iÅŸitenlerden iÅŸiterek kitaplarına yazmışlardır.
- Sonra efendim?
- Sonra gelen İslam âlimleri de, Selef-i salihinin kitaplarındaki bilgileri baÅŸka baÅŸka açıklamışlar, birbirlerinden ayrılmışlar, mânâları açık bildirilmemiÅŸ, inanılması lazım bilgilerde, yetmiÅŸüç ayrı fırka meydana gelmiÅŸtir.
- Bunların hepsi hak mıdır efendim?
- Hayır. Bunlardan yalnız bir fırkası, bu açıklamaları yaparken, kendi düÅŸüncelerini, görüÅŸlerini karıştırmamış, bir deÄŸiÅŸiklik ve ekleme yapmamışlardır. Bu doÄŸru imanlı fırkaya, (Ehl-i sünnet) veya (Sünni) denir.
- Ya diÄŸerleri efendim?
- Åžüpheli ayetleri ve hadisleri yanlış tevil ederek itikadı bozulan yetmiÅŸiki fırkaya (Bid’at) veya (Dalalet) fırkaları yahut mezhebsiz denir. Bunlar da Müslümandır. Fakat (Sapık) yoldadırlar.
MüÅŸrik kime denir?
Bir gün de;
- MüÅŸrik kime denir efendim? diye sordular bu mübarek zata.
Cevaben;
- Hiçbir Peygambere inanmayan, inansa da, bazı mahluklarda (Uluhiyyet sıfatı) bulunduÄŸuna inanarak, bunlara tapınanlara ve mürtedlere (MüÅŸrik) yani kitapsız kâfir denir.
|