Evliyanın büyüklerinden Seyyid Muhammed Salih “kuddise sirruh” hazretlerine, bir gün bazı sevdikleri;
- Efendim, Allahü teâlânın en çok sevdiÄŸi ibadet nedir? diye sordular.
Cevap olarak;
- Müslümanların birbirini sevmesidir, buyurdu. Bu, imanın da ÅŸartıdır zaten.
Sordular:
- İman, Amentüdeki altı ÅŸeye inanmak deÄŸil midir efendim?
- Evet ama, bunun bir de iki ÅŸartı var. Yani altı ÅŸeye inanan, bu iki ÅŸart olmadıkça Müslüman olmaz.
Meraklandılar.
- O iki ÅŸey nedir efendim?
- Biri, ölmeden önce, yani gözden perde kalkmadan önce iman etmektir. Nitekim Firavunun tam boÄŸulacağı anda, Allahü teâlâ gözünden perdeyi kaldırdı. Firavun gerçeÄŸi görünce; “Musa’nın rabbine iman ettim” dediyse de, kabul olmadı.
- Neden efendim?
- Çünkü o, gördüÄŸüne inandı. Musa aleyhisselamın dediÄŸine inanmadı. Bunun için bu imanı geçerli olmadı. Çünkü gayba iman esastır.
- İkincisi nedir efendim?
- İkincisi, Hubb-i fillah ve BuÄŸd-i fillahtır. Yani Müslümanları, Müslüman oldukları için sevmek, olmayanları, inanmadıkları için sevmemektir.
Ve daha açıkladı:
- Mesela bir Müslüman, bir Müslümana, sırf Müslümanlığından dolayı düÅŸmanlık beslese, bu kimse Amentüdeki altı ÅŸeye inansa da Müslüman olamaz. Bunun için Müslümanların birbirlerine kin beslemesi, düÅŸmanlık yapması çok tehlikelidir.
Åžöyle bitirdi:
- Bir Müslüman bir yerden geçerken, duvarda Müslüman bir kardeÅŸinin ismini yazılı görse, ceketinin önünü ilikleyip, öyle geçmelidir o yerden.
- Neden efendim?
- Çünkü orada, Allah’a ve Peygamberlerine inanmış bir Müslümanın ismi yazılıdır.
|