Evliyanın en büyüklerinden Seyyid Abdülhakim-i Arvasi “kuddise sirruh” hazretleri, bir gün bazı talebelerine;
- İnsanın iki ziyneti, süsü vardır, buyurdu. Biri Edeb, diÄŸeri Tevazudur. Bunu kaybetmeyelim. En çok korktuÄŸum insan tipi nasıldır, biliyor musunuz?
Merak ettiler:
- Nasıldır efendim?
- Edeb ve tevazuyu terk ederek, ehl-i dünya insanlar gibi sinirli, kendini beÄŸenmiÅŸ, mevki ve makam havasına girmiÅŸ, kendisini bir ÅŸey zanneden insan tipidir.
Ve daha açıkladı:
- Åžeklen mütevazı ve edebli gözükmek, nefsin hilelerinden birisidir. Ama büyükler zahire, ÅŸekle deÄŸil, kalbe bakarlar. Åžeklen mütevazı görünmeye çalışan bazı kimselerin kalbi kibir ve gururla dolu olabiliyor mâzallah.
Peygamber mesleÄŸi
Bir gün de sohbetinde;
- Para ve mal ile hayır hasenatı yapmak da çok kıymetli ise de, bunda nefse de pay vardır. Ama fiilen ve bedenen zahmetler çekerek, nefsi ezerek İslam’a yapılan hizmette nefse pay yoktur.
Ve ekledi:
- Çünkü bu, Peygamberlerin yaptığı iÅŸtir. Peygamber mesleÄŸidir. Hiçbir hayır, bu hizmet gibi olamaz.
Ve müjde verdi:
- Malını ve kendisini vakfederek, ömrünü İslam’a hizmete hasredene, Peygamberlere nasip olan sevaptan pay vardır. Bu pay, ihlası ve sabrı nispetinde artar. Kıymetini bilir, ÅŸükrünü eda ederse, artarak devam eder.
- Åžükretmezse efendim? dediler.
- Åžükretmezse, elden gider.
Bir hedefiniz olsun
Bir gün de bazı gençler nasihat istediler bu mübarek zattan.
Cevaben;
- Bir hedefiniz, maksadınız, gayeniz olsun, buyurdu. Müslümanın mutlaka bir hedefi olmalıdır.
Ve ekledi:
- Hayvanların hedefi, gayesi yoktur. Çünkü onların nerede, ne yapacakları belli olmaz.
Åžöyle özetledi:
- İnsanın da bir hedefi, maksadı, gayesi yoksa, onun hayvandan farkı olmaz.
|