Evliyanın en büyüklerinden Seyyid Nur Muhammed “kuddise sirruh” hazretleri, bir sohbetinde;
- Hubbu fillah ve buÄŸdu fillah, imanın ÅŸartıdır, buyurdu. Âyet-i kerimede mealen; (Kâfirleri sevmek, Allahü teâlâyı sevmemektir. İki zıd ÅŸey, birlikte sevilemez) buyuruldu.
Ve daha açıkladı:
- Bir kimse, (Filanı seviyorum) dese, fakat onun düÅŸmanlarından uzaklaÅŸmazsa, bu sözüne inanılmaz. Âyet-i kerimede mealen; (Kâfirleri sevenleri, Allahü teâlâ, azabı ile korkutuyor) buyuruldu.
Ve ekledi:
- Bu büyük tehdit, bu iÅŸin ne kadar çirkin olduÄŸunu gösteriyor.
Sonra şunu anlattı:
Halife hazret-i Ömer’e “radıyallahü anh”;
- Burada bir hıristiyan var. Hafızası çok kuvvetli, yazısı da çok güzeldir. Bunu kendinize katip yapsanız çok iyi olur efendim, dediler.
Kabul etmedi ve;
- Mümin olmayan birini dost edemem, buyurdu.
Kâfirleri sevmek tehlikeli
Bir gün de bazı gençler;
- Kâfirleri sevmek, imana zarar verir mi efendim? diye sordular.
Cevaben;
- Küfründen dolayı severse imanı gider, buyurdu.
Ve şunu anlattı:
Ebu Musel eÅŸari, halife hazret-i Ömer’e;
- Yanımda hıristiyan bir katibim var. Çok iÅŸe yarıyor, dedi.
Hazret-i Ömer “radıyallahü anh”;
- Allah seni kahretmesin! Niçin, bir Müslüman katip kullanmıyorsun? Maide suresindeki; (Ey müminler! Yahudi ve hıristiyanları sevmeyiniz!) âyetini iÅŸitmedin mi? buyurdu.
- Dini onun, katipliÄŸi benim.
- Allahü teâlânın hakir ettiÄŸine ikram etme! Onun zelil ettiÄŸini aziz eyleme! Allah’ın uzaklaÅŸtırdığına yaklaÅŸma!
Ebu Musa;
- Ama ben Basra’yı onun yardımı ile idare edebiliyorum, deyince de;
- Hıristiyan ölürse ne yapacaksan, ÅŸimdi onu yap! buyurdu. Hemen onu deÄŸiÅŸtir!
|