Evliyanın en büyüklerinden Seyyid Nur Muhammed “kuddise sirruh” hazretlerine, bir gün bazı gençler;
- Efendim, bir Müslüman kâfirleri sevebilir mi diye sordu.
Cevabında;
- Müminin kâfiri sevmesi üç türlü olur, buyurdu. Birincisi, onun küfrünü beÄŸendiÄŸi için sever. Bu muhabbet yasaktır. Çünkü küfrü beÄŸenenin imanı gider.
İkincisi, herkesle iyi geçinmek için, dost görünür. Bu muhabbet yasak deÄŸildir.
Üçüncüsü, ikisi ortasıdır. Onlara meyleder, yardım eder. Dininin batıl olduÄŸunu bilerek, akrabalık, iÅŸ arkadaÅŸlığı sebebiyle dostluk yapar. Bu muhabbet küfre sebep olmaz ise de, caiz deÄŸildir.
Ve açıkladı:
- Çünkü bu muhabbet, zamanla dinini beÄŸenmeye sebep olur. Nitekim âyet-i kerimede mealen; (Ey müminler, kâfirlerle dost, arkadaÅŸ olmayınız!) buyuruldu.
Allah düÅŸmanları sevilir mi?
Bir gün de bazı gençler;
- Efendim, bazıları kâfirlerle dost olmaktan çekinmiyor, (Tasavvuf, herkesle iyi geçinmektir) diyorlar. Bu, doÄŸru mu? diye sordular.
Cevabında;
- DoÄŸru deÄŸil, buyurdu. Allahü teâlâ Kur’an-ı kerimde Peygamber efendimize “aleyhisselam” hitaben; (Ey Peygamberim! Kâfirlerle, münafıklarla cihad et! Onlara düÅŸmanlık yap!) buyurdu.
Ve daha açıkladı:
- Resulullahın yolu, kâfirlere düÅŸmanlık ve onlarla cihad idi. Bunlar nasıl tasavvuf ehlidir ki, Allah’ın düÅŸmanları ile dost oluyorlar?
Åžöyle devam etti:
- Kur’an-ı kerim ve hadis-i ÅŸerifler, Allahü teâlânın kâfirlere düÅŸman olduÄŸunu, açıkça bildiriyor. Onun düÅŸmanlarını seven, Onu sevmiÅŸ olur mu?
Ve ekledi:
- Kâfirler Allahü teâlânın düÅŸmanı olmasalardı, buÄŸz-ı fillah vacib olur mu ve insanı Allahü teâlânın rızasına kavuÅŸturacak ÅŸeylerin en üstünü ve imanın kemaline sebep olur muydu?
|