Evliyanın en büyüklerinden Seyyid Nur Muhammed “kuddise sirruh” hazretleri, bir gün ilim öÄŸrenmek için çok çalışan bir talebesine;
- Evladım, biliyorum ki, ilim öÄŸrenmek ve kitap okumak için çok gecelerini feda ettin. Çok tatlı uykularını kendine haram eyledin. İyi de, niçin kendini bu kadar harap ettin?
Delikanlı suskundu.
Büyük Veli devam etti:
- İlim öÄŸrenmekten maksadın, eÄŸer dünya menfaatlerini toplamak, ÅŸöhret, mevki sahibi olmak ve Müslümanlara büyüklük göstermekse, sana yazıklar olsun! Çok aldanmış, kendini azaba sürüklemiÅŸsin!
Talebe dikkatle hocasını dinliyordu.
O devam etti:
- Yok eÄŸer maksadın, İslamiyet’e ve Muhammed aleyhisselamın dinine yardım etmek ve ahlakını temizlemek ve nefsini kırmak idiyse, sana müjdeler olsun! Kendine ne güzel ve ebedi bir istikbal hazırlamışsın.
Åžöyle bitirdi:
- İstikbal, sonsuz Cennet nimetlerine kavuşmaktır.
Yani ölecek miyim?
Bir gün de günlerini günahla geçiren bir komÅŸu gence;
- Evladım, keyfine göre yaÅŸa! Fakat unutma ki, bu yaÅŸaman fazla uzun sürmeyecek, buyurdu.
Delikanlı irkildi.
- Yani ölecek miyim efendim?
- Elbette, bir gün ölecek, gece gündüz düÅŸündüÄŸün, sımsıkı sarıldığın bu dünya lezzetlerinden ayrılacaksın.
Genç düÅŸünceye daldı.
Mübarek zat ÅŸefkatle baktı ona:
- OÄŸlum, bu dünyanın nesini seversen sev, hepsine veda edeceksin! İstediÄŸini iÅŸle! Ama unutma ki, her yaptığının Hesabını vereceksin!
Genç alacağını almıştı. O gün bıraktı günahları. Tertemiz bir Müslüman olup çıktı.
Ne demiÅŸ büyükler:
“Evliyanın sözünde rabbani tesir vardır”.
|