En büyük âlim ve evliyalardan Hâcegi Muhammed Emkenegi “kuddise sirruh” hazretleri, bir sohbetinde; 
- Kardeşlerim, her gün ne gibi işler yaptığımıza bakıp, kendimizi hesaba çekmeliyiz, buyurdu. 
 
Ve ekledi: 
- Hazret-i Ömer “radıyallahü anh”; (Amelleriniz tartılmadan evvel, kendiniz tartınız!) buyuruyor. 
 
Ayrıca; 
- Yine hazret-i Ömer “radıyallahü anh”, her akşam, kamçı ile ayaklarına vurup; (Bugün niçin böyle yaptın? Neden şöyle yapmadın?) der, kendini azarlardı. 
 
Ve şunu anlattı: 
Evliyadan biri, odun yüklenmiş taşıyordu. 
- Sen hamal mısın? dediler. 
 
Cevabında; 
- Nefsimi tecrübe ediyorum, bakalım nasıl olacak, buyurdu. 
 
Yine anlatılır ki: 
Hazret-i Ömer’i “radıyallahü anh” yolda gördüler. 
 
Kendi kendine; 
- “Yazıklar olsun sana ey nefsim ki, sana, Emir-ül-müminin diyorlar. Ya Allahü teâlâdan kork veya Onun azabına hazırlan!” diyordu. 
 
Ölümü hatırlamak sünnettir 
 
Bir gün de ölümden sordular bu mübarek zata. 
Cevabında; 
- İmanı olan ve akıl baliğ olan erkek ve kadınlara, (Mükellef) denir, buyurdu. Mükellef olanların, ölümü çok hatırlaması sünnettir. 
 
Ve daha açıkladı: 
- Çünkü, ölümü çok hatırlamak, emirlere sarılmaya, günahlardan sakınmaya sebep olur ve haram işlemeye cesareti azaltır. 
 
Ve ekledi: 
- Peygamberimiz “aleyhisselam”; (Lezzetleri yıkan, eğlencelere son veren ölümü çok hatırlayınız!) buyuruyor. 
 
Şöyle bitirdi: 
- Büyüklerimiz, her gün bir kere ölümü hatırlamayı âdet edinmişti. Bazısı da her gün yirmi kere, kendini ölmüş, mezara konmuş düşünürdü.
   |