Evliyanın en büyüklerinden Muhammed Bâkibillah “kuddise sirruh” hazretleri, bir sohbetinde;
- KardeÅŸlerim, insan İslamiyet’e uymazsa, Sahibinin, Yaratanının gadabına, azabına duçar olur, buyurdu. İslamiyet’e uyan kul ise, mesut ve rahat olur. Sahibi onu sever.
Åžöyle devam etti:
- Dünya, ziraat yeridir. Yani ahiretin tarlasıdır. Tarlayı ekmeyip, tohumları yiyerek zevk ve safa süren, hasat zamanı mahsul almaktan mahrum kalacağı gibi, dünya hayatını, geçici zevk ve nefsinin arzularını taÅŸkın ve ÅŸaÅŸkın olarak yapmakla geçiren de, ebedi nimetlerden, sonsuz zevklerden mahrum olur.
Ve ekledi:
- Bu hâl, aklı başında olanın kabul edeceÄŸi bir ÅŸey deÄŸildir. Sonsuz lezzetleri kaçırmaya sebep olan, geçici lezzetleri zararlı ÅŸekilde yapmayı tercih etmez.
Hangi zevkler yasaktır?
Bir gün de bazı gençler;
- Efendim, dinimiz zevklenmeyi yasak etmiÅŸ midir? diye sordular.
Cevabında;
- Allahü teâlâ, dünya zevklerinden, geçici lezzetlerinden, nefse tatlı gelen ÅŸeylerden hiçbirini, men ve yasak etmemiÅŸtir, buyurdu.
Sordular:
- Yasak olan nedir efendim?
- Bunları, azgın ve ÅŸaÅŸkın olarak kullanmayı yasak etmiÅŸ, İslamiyet’e uygun ve zararsız kullanmaya izin vermiÅŸtir.
Ve devam etti:
- İslamiyet’e uymak için, evvela (Ehl-i sünnet) âlimlerinin, Eshab-ı kiramdan öÄŸrenip ve Kur’an-ı kerimden ve hadis-i ÅŸeriflerden anlayıp bildirdiklerine uygun iman etmek lazımdır.
- Sonra efendim?
- Sonra, haram ve yasak edilmiÅŸ olanları öÄŸrenip bunlardan sakınmak ve yapması emrolunan farzları öÄŸrenip yapmak lazımdır.
Ve ekledi:
- Bunları yapmaya (İbadet), haramlardan sakınmaya ise (Takva) denir.
|