Büyük İslam âlimlerinden Hâcegi Muhammed Emkenegi “kuddise sirruh” hazretlerine, bir gün Nefsten sordular.
Cevap olarak;
- Nefsi kontrol etmek, ondan gafil olmamak lazımdır, buyurdu. EÄŸer nefsimizden gafil olursak, kendi ÅŸehvetlerine ve tembelliÄŸine döner.
Sordular:
- Bize ne tavsiye edersiniz efendim?
- Allahü teâlânın, her yaptığımızı, her düÅŸündüÄŸümüzü bildiÄŸini unutmayalım. İnsanlar, birbirinin dışını görür. Allahü teâlâ ise, hem dışını, hem içini görür. Bunu bilen bir kimsenin, iÅŸleri ve düÅŸünceleri edebli olur.
Bir nefes aldı:
- Buna inanmayan, kâfirdir. İnanıp da günah iÅŸlemekse ne büyük cesarettir.
Åžöyle bitirdi:
- Âyet-i kerimede mealen; (Ey insan! Seni her an gördüÄŸümü bilmiyor musun?) buyuruldu.
Mümin, hayâ sahibidir
Bir gün de sohbetinde;
- KardeÅŸlerim, Müslüman, Rabbine karşı hayâ sahibi olur, buyurdu.
Ve şunu anlattı:
Bir köylü, Resulullah efendimizin “aleyhisselam” huzuruna gelerek;
- Çok günah iÅŸledim. Tövbem kabul olur mu? diye sordu.
Efendimiz “aleyhisselam”;
- Evet, olur, buyurdular.
- Ben günah iÅŸlerken, O, görüyor muydu?
- Evet.
Köylü bu cevabı alınca, bir âh çekti ve yıkılıp can verdi. İşte iman ve hayâ böyle olur. Hadis-i ÅŸerifte; (Allahü teâlâyı görür gibi ibadet ediniz! Siz, Onu görmüyorsanız da, O sizi görüyor) buyuruldu.
Kulların takdiri mühim deÄŸil
Bir gün de;
- KardeÅŸlerim, insanları memnun etmeyi deÄŸil, Allahü teâlâyı memnun etmeyi, Onun rızasını almayı düÅŸünün! buyurdu.
Ve ekledi:
- Kulların takdirini bekleyenler, pazara giden ÅŸu insana benzer ki, para kesesini açtığında, çakıl taÅŸlarıyla dolu görür. Onlarla bir ÅŸey alamaz tabii.
|