İslam âlimlerinin en büyüklerinden Seyyid Abdülhakim-i Arvasi “kuddise sirruh” hazretlerine, bir gün “Evliyadan feyz almak” konusunu sordular. 
 
Cevabında; 
- Evliya zatları seven, onların kitabını okuyan, severek hatırlayan, onların kalbindeki feyzden istifade eder, buyurdu. 
 
Ve ekledi: 
- Bu istifadesi, ona olan muhabbeti miktarınca olur. Kendisini görüp sohbet ederse, daha çok feyz alır. 
 
Ve sebebini açıkladı: 
- Çünkü o büyüklerin bakışları deva, sohbetleri, hasta ve ölü kalblere şifadır. Onları gören, Allahü teâlâyı hatırlar. 
 
Sordular: 
- Şimdi böyle zat var mıdır efendim? 
- Bu zamanda onları bulmak, görmek imkansız oldu ise de, kitaplarını okuyup, yüksek, seçilmiş olduklarına inanan ve bunun için onları seven, onların ruhlarından feyz alır, faydalanır. 
 
Ehl-i sünnet âlimleri 
 
Bir gün de Peygamberlerden sordular bu mübarek zata. 
Cevabında; 
- Peygamberler, insanları Allahü teâlâya yaklaştıran vasıta ve sağlam iptirler, buyurdu. Hadis-i şerifte, Evliyanın, yani (İslamiyet’i iyi bilip, bildiği ile amel eden âlimlerin, Peygamberlerin vârisleri olduğu) bildirildi. 
 
Ve ilave etti: 
- Bunun için, Evliya da, insanı, Allahü teâlânın rızasına ve merhametine kavuşturan vasıta ve iptirler. Nitekim Kur’an-ı kerimde mealen; (Allahü teâlâya yaklaşmak için vesile arayınız!) buyuruluyor. 
 
Sordular: 
- Burada Vesile’den murat nedir efendim? 
- Peygamberler ve onların vârisleri olan Ehl-i sünnet âlimleridir. Bu âlimler, Peygamber efendimizin “aleyhisselam” mübarek kalbindeki feyz ve nurları alıp, temiz kalblere ulaştırırlar.
   |