En büyük âlim ve evliyalardan DerviÅŸ Muhammed “kuddise sirruh” hazretleri, bir sohbetinde;
- KardeÅŸlerim, Allahü teâlâ insanlara yapamayacakları ÅŸeyi emretmemiÅŸtir, buyurdu.
Ve misal verdi:
- Mesela her Müslüman, beÅŸ vakit namaz kılabilir. Malın kırkta birini zekat verebilir. Oniki ayda, bir ay oruç tutabilir. Yol ve yiyecek parası olan, ömründe bir kere hac yapabilir.
Ve daha açıkladı:
- Allahü teâlâ, çok merhametli olduÄŸu için, insanların zayıflığına ve kuvvetlerinin azlığına göre, bütün ibadetlerde en hafif, en kolay olanları emretmiÅŸtir.
Ve ekledi:
- Nitekim Kur’an-ı kerimde mealen; (Allahü teâlâ, sizlere kolaylık istiyor, güçlük istemiyor) buyuruyor.
- BaÅŸka bir âyet-i kerimede de mealen; (İnsanlar, zayıf, kuvveti az yaratılmıştır) buyuruldu.
Tevekkül çalışmamak mı?
Bir gün de bazı gençler;
- Tevekkül demek, çalışmamak demek midir efendim? diye sordular.
Cevabında;
- Hayır, tevekkül etmek, çalışmamak demek deÄŸildir, buyurdu.
Ve şunu anlattı:
Hazret-i Ebu Bekr, her iÅŸinde tevekkül sahibi idi. Halife seçildiÄŸi zaman, çarşıda kumaÅŸ satıyordu. Onu görenler;
- Yâ Halife! Devlet idare ederken, ticaret yapmak olur mu? dediler.
Cevabında;
- Çoluk çocuÄŸuma bakmazsam, millete nasıl bakarım? buyurdu.
Bunun üzerine, halifeye beyt-ül-maldan aylık vermeyi uygun buldular. Bundan sonra, her saat, millet iÅŸleri ile uÄŸraÅŸtı.
Ve daha açıkladı:
- Kendisi tevekkül edenlerin en yükseÄŸi iken, ticaret ederdi. Fakat, para kazanmayı düÅŸünmezdi. Kazancını sermayesinden, çalışmasından bilmez, Hak teâlâdan bilirdi.
|