İslam âlimlerinin büyüklerinden Hâcegi Muhammed Emkenegi “kuddise sirruh” hazretleri, bir sohbetinde;
- Müslümanlar, yetmiÅŸüç fırkaya ayrılacaktır, buyurdu. Bu yetmiÅŸüç fırkadan herbiri, İslamiyet’e uyduÄŸunu iddia etmekte, Cehennemden kurtulacağı bildirilen fırkanın kendi fırkası olduÄŸunu söylemektedir.
Ve ekledi:
- Nitekim âyet-i kerimede mealen; (Her fırka, doÄŸru yolda olduÄŸunu sanarak, sevinmektedir) buyuruldu.
Sordular:
- Cehennemden kurtulan hangisidir efendim?
- O fırkanın alamet ve iÅŸaretini, Efendimiz “aleyhisselam” bildiriyor. Hadis-i ÅŸerifte; (Bu fırkada olanlar, benim ve Eshabımın gittiÄŸi yolda bulunanlardır) buyuruyor.
Ve özetledi:
- Bunlara Ehl-i sünnet vel cemaat denir.
Ehl-i sünnet ne demek?
Bir gün de bazı sevdikleri;
- Efendim, Ehl-i sünnet vel cemaat ne mânâya geliyor? diye sordular.
Cevabında;
- Peygamber efendimizin “aleyhisselam” ve Onun eshabının yolunda giden Müslümanlar demektir, buyurdu.
Ve daha açıkladı:
- Peygamberimiz “aleyhisselam”, kendisini söyledikten sonra, Eshab-ı kiramı da, söylemesi, (Benim yolum, Eshabımın gittiÄŸi yoldur. KurtuluÅŸ yolu, yalnız Eshabımın gittiÄŸi yoldur) demektir.
Ve ekledi:
- Nitekim âyet-i kerimede mealen; (Resulüme itaat eden, elbette Allahü teâlâya itaat etmiÅŸtir) buyuruldu.
Kalbim katı, ne yapayım?
Bir gün de, bir genç geldi yanına.
- Bir ÅŸey sorabilir miyim?
- Tabii evladım sor.
- Kalbim katı, ne yapayım.
- Ölümü hatırla. Ölümü düÅŸünmek, kalbi yumuÅŸatır.
|