Büyük İslam âlimlerinden Abdülhalık-ı Goncdüvani “kuddise sirruh” hazretlerine, bir gün bazı sevdikleri;
- Müslümanlara niçin dert ve bela gelir efendim? diye sordular.
Cevabında;
- Günahlarının affedilmesi için, buyurdu.
Ve ekledi:
- Cehennemdeki çok ÅŸiddetli azabların, birkaç günlük sıkıntı ile giderilmesi ve günahların temizlenmesi için dünyada sebepler gönderilmesi büyük nimettir.
Åžöyle devam etti:
- Allahü teâlâ sevdiklerine böyle yaparken, baÅŸkalarının günahlarının hesabını ahirete bırakıyor. O halde dostlara, dünyada çok dert ve bela vermesi lazımdır. BaÅŸkaları, bu ihsana lâyık deÄŸildir.
Ve izah etti:
- Çünkü onlar, büyük günah iÅŸlerler, yine de yalvarmaz, boyun bükmez, aÄŸlamaz ve Ona sığınmazlar. Günahları sıkılmadan, kast ile, planlayarak iÅŸlerler. Hatta inat edercesine, hatta Allahü teâlânın ayetleri ile alay edecek kadar ileri giderler.
Ve altını çizdi:
- Ceza, suçun büyüklüÄŸüne göre deÄŸiÅŸir. Günah küçük olur ve suçlu boynunu büküp yalvarırsa, bu suç, dünya dertleri ile affolunabilir. Fakat günah büyük olur ve suçlu inatcı, saygısız olursa, bunun cezası ahirette sonsuz ve çok acı olmak lazım gelir.
Nitekim;
- Âyet-i kerimede mealen; (Allahü teâlâ, onlara zulmetmez. Onlar, kendi kendilerine zulmedip, ağır cezaları hak ettiler) buyuruldu.
Önce namazı öÄŸretin!
Bir gün de bir sevdiÄŸi;
- Efendim, çocuklarımıza en önce neyi öÄŸretelim? diye sordu.
Cevabında;
- Namaz kılmasını öÄŸretin, buyurdu.
- Dünya ve ahirette saadete kavuÅŸmak neye baÄŸlıdır efendim?
- Doğru namaz kılmaya.
- Efendim namaz bu kadar mühim mi?
- Elbette. Namazsız Müslümanlık olmaz. Müslüman demek, Namaz demektir. Yani Müslüman, beÅŸ vakit namazını mutlaka kılmalıdır.
|