Büyük âlim ve Velilerden Hakim-i Tirmizi “rahmetullahi aleyh” hazretleri, bir gün sıkıntısı çok olan bir gence;
- Hak teâlâ seni, Muhammed aleyhisselamın dini yolunda ilerlemeni ve her bakımdan kendisine baÄŸlamasını nasib eylesin! buyurdu.
Ve devam etti:
- Kıymetli oÄŸlum! Her gün insanın karşılaÅŸtığı her ÅŸey, Allahü teâlânın dilemesi ve yaratması ile var olmaktadır.
Åžöyle devam etti:
- KarşılaÅŸtığımız her ÅŸeyi, aradığımız ÅŸeyler olarak görmeli ve bunlara kavuÅŸtuÄŸumuz için sevinmeliyiz! Kulluk böyle olur. Kul isek, böyle olmalıyız!
Delikanlı arzetti:
- Bu, çok zor efendim.
- Evet zor. Ama böyle olmaya mecburuz. Böyle olmamak, kulluÄŸu kabul etmemek ve Sahibine karşı gelmek olur. Rabbimiz ne buyuruyor biliyor musun?
Genç merak etti:
- Ne buyuruyor efendim?
- Bir hadis-i kudside mealen; (Kaza ve kaderime razı olmayan, beÄŸenmeyen ve gönderdiÄŸim belalara sabretmeyen, benden baÅŸka Rab arasın. Yeryüzünde kulum olarak bulunmasın!) buyuruyor.
Ehl-i sünnet Müslüman
Bir gün de bazı gençler;
- Efendim, Ehl-i sünnet bir Müslüman, Cehenneme girecek mi? diye sordular.
Cevabında;
- EÄŸer günahları çok ve bunlar tövbe ve istiÄŸfar ile veya ÅŸefaat ile affolunmadı ise, bu günahları kadar Cehennemde yanması caizdir, buyurdu.
Ve ekledi:
- Bir Müslümanın bir sözünden veya bir iÅŸinden yüz ÅŸey anlaşılsa, bunlardan doksandokuzu küfre sebep olsa ve biri Müslüman olduÄŸunu gösterse, bu bir ÅŸeyi anlamak, onu küfürden kurtarmak lazımdır.
|