İslam âlimlerinden Seyyid Ahmed Mekki Efendi “rahmetullahi aleyh” hazretleri, bir sohbetinde;
- Dünyadaki bütün insanlar mesut olmak ister, buyurdu. Fakat mesut olan pek azdır.
Sordular:
- Neden böyledir efendim?
- Çünkü saadetin ne olduÄŸu bilinmiyor. Asıl iÅŸ, saadetin ne olduÄŸunu bilmektedir.
- Saadet nedir efendim?
- Saadet, yalnız dünya saadetinden ibaret deÄŸildir. Aksine, asıl saadet ahiret saadetini elde etmektir.
- O nasıl elde edilir efendim?
- Ahiret saadeti için, Allahü teâlânın emirlerine itaat etmek lazımdır. Allahü teâlânın emirleri arasında, öldükten sonra tekrar dirilmeye, yani ahirete inanmak da vardır. Cenâb-ı Hak, ahiretin sonsuz olduÄŸunu bize bildiriyor. Dünya hayatı ise, sayılı günlerden ibarettir.
- Yani saadet iki baÅŸlıdır, öyle mi efendim?
- Evet. Biri ahiret saadeti, öteki dünya saadeti. Bu ikisinden hangisi daha önemlidir? dersek, bunu, akıl sahibi insanlar kolaylıkla anlayabilir. Aklımız ve izanımız, ahiret hayatının, dünya hayatı ile mukayese edilemeyecek kadar önemli olduÄŸunu bize gösteriyor.
- Ama insanlar dünya için daha çok gayret gösteriyorlar efendim.
- Evet. Ama bunun akıbetinin ne kadar acı ve korkunç olduÄŸunu acaba biliyorlar mı? İnanıyorlar mı? İnanmıyorlarsa, kurtuluÅŸ ümidi yok demektir ve böylelerin yeri sonsuz olarak Cehennemde yanmaktır.
- İnanıyorlarsa efendim?
- İnanıyorlarsa, o zaman Allahü teâlânın emirlerini yapmamak nasıl bir gaflet ve nasıl bir dalalettir? Cenâb-ı Hak, hepimize akıl ve insaf versin.
Kendinden tiksin
Bir gün de ÅŸöyle sordular:
- Allahü teâlânın bir kulunu sevdiÄŸinin alameti nedir efendim?
Buyurdu ki:
- Bir insan Allahü teâlâyı ve Onun dostlarını sever, buna mukabil kendi nefsinden soÄŸuyup tiksinmeye ve nefret etmeye baÅŸlarsa, iÅŸte bu hâl, Allahü teâlânın o kulu sevdiÄŸinin iÅŸaretidir.
|