Timur Han, kendi yazmış olduÄŸu kanun ve tüzüklerle düzeni saÄŸlıyordu devletinde.
Zamanındaki müminler;
“Timur Han, çok adil ve dindar bir Müslümandır diyordu” Onun hakkında.
Gerçekten de öyledir.
Zira o, âlimleri sever, hürmet gösterirdi.
Hatta hep yanında bulundurup, özel deÄŸer verirdi onlara.
Özellikle seyyidlere saygılı davranır, Evliya türbelerini ziyaret ederdi.
Büyük Veli Ahmed-i Yesevi hazretlerinin “rahmetullahi aleyh” kabri üzerine, mükemmel bir türbe yaptırmıştır mesela.
Behaeddin-i Buhri hazretlerini de çok sever, istifade etmeye çalışırdı bu büyük Veli’den.
Åžöyle ki;
Bir gün Buhara caddesinden geçiyordu ki, bazı kimselerin halı silkelediklerini gördü ilerde.
Merak edip;
- Bu silkinen halılar kimindir? diye sordu.
Onlar da;
- Behaeddin-i Buhari hazretlerinin “rahmetullahi aleyh” halılarıdır, dediler.
Bunu öÄŸrenince çok duygulandı.
Misk ve amber sürünür gibi
Bir hazine bulmuÅŸ gibi sevindi hatta.
İndi atından.
Edeble yaklaşıp, girdi o tozların içine.
Misk ve Anber sürünür gibi yüzüne gözüne sürdü o tozları.
Ve büyük zevk aldı bu iÅŸten.
İşte Evliya sevgisi bu olsa gerek.
Onu böyle görenler;
- Koca sultan böyle ne yapıyor? diye merak ettiler.
Ama o, ne yaptığını çok iyi biliyordu.
İşte onun, Allah dostlarına gösterdiÄŸi bu hürmet ve onlara beslediÄŸi muhabbet sayesindedir ki, zaferle çıktı girdiÄŸi her savaÅŸtan.
Nitekim vefat ettiÄŸinde, o devrin Velilerinden biri;
- Timur öldü. İmanı da birlikte götürdü, demiÅŸtir onun hakkında.
|