Dünyaya düÅŸkün biri, Seyyid Nur Bedevani hazretlerinden “rahmetullahi aleyh” emaneten bir kitap isteseydi, verirdi hemen.

Ama geri alınca, iki üç gün okumazdı o kitabı.

- Neden? diye soranlara da;
- Çünkü kitabı, dünyaya düÅŸkün olan o adamın zulmeti kaplamış oluyor, buyururdu. Sohbetin tesiriyle, iki üç gün zarfında kitaptaki zulmet dağılınca okuyabiliyorum ancak.

En büyük talebesi olan Mazhar-ı Can-ı Canan hazretleri “rahmetullahi aleyh”, Ondan bahsettiÄŸinde, aÄŸlar ve;

- Sizler, Seyyid Nur’a “rahmetullahi aleyh” yetiÅŸemediniz. EÄŸer ona yetiÅŸip de bir defa görseydiniz; Sübhanallah! Allahü teâlâ ne büyük kudret sahibi ki, böyle mübarek bir zat yaratmış derdiniz.

Ve ekledi:
- Herkesin, baÅŸ gözüyle göremediklerini, O, kalb gözüyle görür, anlardı.

Zina zulmeti

Talebesinden biri, yabancı bir kadına bakıp da gelmiÅŸti bir gün bu zatın yanına.

Mübarek zat, ona bakıp;
- Sende zina zulmeti görüyorum, buyurdu. Bir daha yabancı kadınlara bakma evladım.

Ölüme hazırlanın!

Bir gün de nasihat istediler bu zattan.

Cevabında;
- KardeÅŸlerim, sakın gaflete gelmeyin ki, ahirette çok piÅŸman olmayasınız, buyurdu. Aklı olan, henüz ecel gelmeden ölüm ve ahirete hazırlanır.

Ve ilave etti:
- Dünya fani, ahiret ebedidir. Aklı olan, ahiret günü için gayret eder.

Allah kimleri sever?

Bir sohbetinde de;
- KardeÅŸlerim, yapması mühim olan iÅŸlerden biri de herkese ÅŸefkat ve merhametle davranmaktır, buyurdu.

Ve ekledi:
- Allahü teâlâ merhametli olanı çok sever. Onlar, cenâb-ı Hakkın rahmetine nail olurlar.

Åžöyle bitirdi:
- Yalnız kendisini düÅŸünenlerin, Hak teâlâ indinde bir kıymeti olmaz. Ama kim muhtaçlara yardım ederse, Allahü teâlâ da mahÅŸer günü ona yardım eder.