Bir gün Seyyid Nur Bedevani “kuddise sirruh” hazretlerine iki kiÅŸi gelerek;
- Bizi, talebeliÄŸe kabul edin efendim, dediler.
Ancak itikatları bozuktu bu kimselerin.
Ehl-i sünnet deÄŸillerdi yani.
Bu hallerini o zattan gizlemeye çalıştılar.
Ama o büyük Veli, kalblerini görüyordu onların.
Cevap olarak;
- Her ÅŸeyden evvel doÄŸru itikat lazım, buyurdu. Önce bu bozuk itikadınızdan vazgeçin. Sonra talebe olmayı düÅŸünürsünüz.
Eh, her şey ortadaydı.
Derhal rücu ettiler o bozuk itikattan.
Ve talebe olmaya hak kazandılar.
O sizin iÅŸiniz deÄŸil
Biri de, evinin yakınında bir dükkan açmıştı.
Sonra, içki de satmaya baÅŸladı bu dükkanda.
Ancak bu zatın talebeleri bundan rahatsız oldular.
Ve bir gün birkaçı bir araya gelip, harap ettiler adamın dükkanını.
Yakıp yıktılar.
Büyük Veli bunu iÅŸitince çok üzüldü.
Onları çağırarak;
- Ona ceza vermek size düÅŸmezdi, buyurdu. Bu, hükümetin vazifesidir. Niçin bana sormadan böyle iÅŸ yaptınız?
Gençler piÅŸmandı yaptıklarına.
- Özür dileriz efendim, dediler.
- Bu yetmez, buyurdu.
- Ne yapmamızı emredersiniz hocam?
Onlara bir kese dolusu altın verip;
- Bu altınları o kimseye götürün ve bu yaptığınız iÅŸten ötürü özür dileyin o kimseden.
Gençler;
- BaÅŸ üstüne efendim, deyip gittiler.
Altınları verip özür dilediler.
O da çok memnun olup, hakkını helal etti.
Ve gelip, Seyyid Nur hazretlerine talebe olmakla ÅŸereflendi. |