Ebül Abbas Seyyari “rahmetullahi aleyh”, hem âlim, hem de Veli idi.
Sohbetiyle çok kiÅŸi gafletten uyanmış, hidayete kavuÅŸmuÅŸtu.
Duaları makbuldü Allah katında.
Onu vesile ederek dua edenler de Onun bereketiyle anında kavuşurlardı muratlarına.
Önceleri çok zengindi.
Babası ölünce, büyük bir servet kalmıştı kendisine.
Ama o, Resulullahın “aleyhisselam” iki telcik Sakal-ı ÅŸerifini alabilmek için servetinin tamamını vermiÅŸ, elinde hiçbir ÅŸey kalmamıştı.
Ama manevi servete kavuÅŸmuÅŸtu bu defa.
Onun bereketiyle tövbe nasib oldu kendisine.
PeÅŸinden Ebu Bekr Vasıti hazretlerinin “rahmetullahi aleyh” sohbetine kavuÅŸtu ki, bu nimet yanında o büyük servetin hiç kıymeti yoktu onun nazarında.
Bütün bunlar, bu Sakal-ı ÅŸerif’in hürmetine nasib olmuÅŸtu kendisine.
Her günahtan kaçınır, kalbi, dünya ile alakadar olmazdı.
Günah iÅŸlememekte çok gayretliydi.
Nefsinin tek bir arzusunu getirmezdi yerine.
Birinci vazifemiz
Bir gün bazı dostları;
- Bir mümine, en fazla lazım olan ameller nedir efendim? diye sordular bu zata.
Cevabında;
- Hak teâlâ biz kullara ne emrettiyse, onlara titizlikle uymalıdır, buyurdu.
Her müminin birinci vazifesi budur. Bu babta az ihmali olanın, yarın mahÅŸer gününde hali yaman olur.
Åžöyle devam etti:
- Emir ve yasaklara uymakta, az gevÅŸeklik yapanlar, mahÅŸer günü çok piÅŸman olacaklardır. Çünkü emirleri yapmak ve haramlardan kaçınmak, Allah’ın emridir, yani farzdır. Müslümanın yapması gereken ikinci mühim ÅŸey, salih kullarla birlikte bulunmaktır.
Sordular:
- Salih kullar kimlerdir efendim?
- Ehl-i sünnet âlimleri ve Evliya zatlardır. Kim bu büyüklerin sohbetine devam ederse, doÄŸru imana ve ihlasa kavuÅŸur. Çünkü onlar, Allah’ın müttaki kullarıdır. Onlarla bulunanlar, fasık ve ÅŸaki olmazlar.
Åžöyle bitirdi:
- Allah adamlarının, bir ÅŸefkatli nazarı, kalbdeki karartı ve pasları temizler. Salihler sohbetine devam edenlerin gönüllerine ilahi feyiz ve ilham dolar. |