Behaeddin-i Buhari “kuddise sirruh” hazretleri zamanında bu zatın da sevdiÄŸi salih bir Müslüman vefat etmiÅŸti.
Behaeddin-i Buhari hazretleri, bazı talebesini alıp evine taziyeye gitti o kimsenin.
Fakat içeri girince üzüldü.
Zira yakınlarından bazısı yüksek sesle aÄŸlayıp feryat ediyorlardı.
Onlara hitaben;
- Böyle yapmayın! buyurdu. Sesli aÄŸlamak ölüye eziyet verir.
Sonra, talebelerine dönüp;
- Ben vefat edersem, siz sakın böyle ÅŸeyler yapmayın, buyurdu.
Aradan fazla zaman geçmedi.
Büyük Veli hastalandı birden.
Ölüm hastalığı olduÄŸunu anlayıp hususi odasına çekildi.
Vefatına kadar hiç çıkmadı odadan.
Sofrayı getirin
Lakin talebesiyle zaman zaman görüÅŸürdü yine.
Hatta son nefesine kadar herbiriyle ilgilendi bizzat.
Nasihatlar yaptı.
Vasiyetini bildirdi.
Bir talebesi anlatıyor:
Vefat ettiÄŸi gün bir ara huzuruna girmiÅŸtim.
Çok sıkıntısı vardı.
O çetin anda bile bizi düÅŸünüyordu mübarek zat.
Bir ara gözlerini açıp;
- Ortaya sofra getirin, yemek yiyin, buyurdu.
İyi yiyiniz, iyi çalışınız!
Zira saÄŸlığında da yemek yedirmeyi çok sever, bir ÅŸeyler yedirmeden göndermezdi misafirlerini.
Emirleri yerine gelsin diye sofrayı getirip biraz yedik.
Sonra kaldırdık yine.
Ancak biraz sonra gözlerini açıp yemediÄŸimizi görünce;
- Sofrayı getirin, yemek yiyin, buyurdu.
Tekrar getirdik sofrayı.
Biraz daha yiyip kaldırdık yine.
Üçüncü defa yine aynı ÅŸeyi emretti.
Üzülmesinler diye tekrar getirdik sofrayı.
Bize bakarak;
- Müslüman, iyi yiyip, iyi çalışmalıdır, buyurdu. Çünkü hizmet ve ibadet sıhhatle mümkündür ancak.
|