Muhammed Baki Billah “kuddise sirruh” hazretleri, İmam-ı Rabbani hazretlerini “kuddise sirruh” yetiÅŸtiren büyük bir Veli’dir.
Kırk yaşında vefat etti.
Din ilmini tahsile çocuk yaÅŸta baÅŸladı ve zahiri ilimleri öÄŸrendi tamamiyle.
Tasavvufa girmeyi de çok istiyor, bu yoldaki gayreti herkesi ÅŸaşırtıyordu.
Feyz alacak bir Veli zatı gece gündüz arıyor, ama bulamıyordu bir türlü.
Bu hususta öyle gayretliydi ki, daha fazlasına takatı olmazdı hiç kimsenin.
Hele ki o şehrin toprağı killi idi.
Bu sebeple yolları çamurlu olur, bu çamurlu yollarda yürümek hayli meÅŸakkatli olup çok yorardı insanı.
Ama aldırmazdı o.
Büyük bir maksadı vardı çünkü.
Bir gönül erbabını arıyordu aÅŸk ve ÅŸevkle.
Anne duası
Böyle bir üstad bulmak için çırpınıp duruyor, ama yaÅŸlı annesi dayanamıyordu Onun bu haline.
OÄŸlunun muradına kavuÅŸması için çok dua ediyordu.
Ve bir gece yarısı çıktı sahraya.
Seher vaktine kadar ibadet etti.
Duaların kabul olunduÄŸu seher vaktinde açtı ellerini;
- Yâ Rabbi, evladımın muradı neyse, sevdiÄŸin kullarının hürmetine ihsan et.
Ya kavuştur oğlumu muradına, ya da al canımı ki, takatim yoktur artık, diye yalvardı.
Göz yaÅŸları aktı yanaklarına.
Anne duası kabul olmuştu.
Aradığı mürÅŸide kavuÅŸtu tez vakitte.
Duam kabul olmuyor
Bir gün de bir genç gelip;
- Efendim dualarım kabul olmuyor. Ne yapayım? diye sordu bu zata.
Mübarek zat sorda gence.
- Namaz kılıyor musun yavrum?
- Eh iÅŸte.
- Ne demek eh iÅŸte?
- Yani beş vakti tam kılamıyorum.
- Olur mu evladım. Dualarının kabul olmasını istiyorsan, beÅŸ vakit namazını tam kılacaksın. Hem de özenerek.
Ve ekledi:
- Unutma. Namaz kılmayanın duası kabul olmaz.
|