Ubeydullah-ı Ahrar hazretlerinin “rahmetullahi aleyh” sevdiklerinden biri vardı ki, bu büyük Veli’yi çok severdi.
Ama bazen nefsine uyup günah iÅŸlerdi.
Yine bir gün ÅŸeytana uyup günah olan bir iÅŸ yapıyordu ki, bu mübarek zatın sesini duyup toparlandı birden.
Zira o büyük Veli;
- Dur, yapma! O iÅŸ günahtır! diye seslenmiÅŸti kendisine.
Etrafına baktı, göremedi kimseyi.
Kimsecikler yoktu orada.
Oradan doğruca hocasının huzuruna koştu.
Büyük Veli onu görünce;
- Haram, ateÅŸ gibidir, buyurdu. Rabbimiz hiç yoktan yaratıp, bunca nimetleri vermiÅŸken, bir kul Ona karşı nasıl günah iÅŸleyebilir?
En akıllı insan
Bir gün de gençten biri;
- En akıllı insan kimdir efendim? diye sordu bu zata.
Cevaben;
- En akıllı insan, kendisini ateşten kurtarandır, buyurdu.
- Hangi ateÅŸten efendim?
- Cehennem ateÅŸinden tabii ki. Kendisini yanmaktan kurtaramayana hiç akıllı denilir mi evladım?
Genç başını salladı:
- Anladım efendim.
Bir kalbde iki sevgi
Bir gün de bir baÅŸkası,
- Efendim, herkes tarafından sevilmek istiyorum. Ne yapayım? diye sordu.
Cevabında;
- Sevilmek istiyorsan, kendini sevme, buyurdu.
Ve açıkladı:
- Demem o ki, bir kalbde iki sevgi bulunmaz. İnsan ya Allah’ı sever, ya da kendini. Kendini sevmezsen, seni herkes sever. Seversen, kimse sevmez. Åžimdi anladın mı?
- Anladım hocam.
|