Muhammed Baki Billah hazretlerinin “rahmetullahi aleyh” annesi, oÄŸlunun dergahında çalışır, severek yapardı her hizmeti.
Mesela dergahta yemekleri o yapar, yorulunca bir hasırın üstünde kıvrılır yatardı.
OÄŸlu bunu görüp, acıdı haline.
Ve yemek yapma iÅŸini ondan alıp, genç birine verdi.
Ancak annesi çok üzüldü bu iÅŸe.
Kederlendi, neÅŸesi kaçtı birden.
Mutfaktakilere;
- Ne kabahatim oldu ki, bu kıymetli hizmetten mahrum ediliyorum? dedi. Benim, bu hizmetlerden gayri bir sermayem yoktu. Bu dünyada yaÅŸamaktaki tek maksadım da buydu.
KurtuluÅŸ ümidim buydu
Ve ilave etti:
- Ahirette kurtuluÅŸ ümidim, bu hizmetlerdi. Ne yazık ki kaçırdım, o da gitti elimden.
Onun bu halini, gidip oÄŸlu Baki Billah hazretlerine haber verdiler.
- Efendim, muhterem anneniz, hizmetlerden mahrum oldum diye çok üzülüp aÄŸlıyor, dediler.
Bu defa oÄŸlu üzüldü.
- Ben ona acıdığım için yemek hizmetlerini almıştım, buyurdu. Ama madem üzülüyor, verin yine kendisine.
KoÅŸup müjde verdiler annesine.
Çok sevindi mübarek hatun.
Allahü teâlâya ÅŸükretti.
OÄŸluna da teÅŸekkür.
Ne büyük rütbe
Bir gün de Kur’an-ı kerim okuyordu ki, birden aÄŸlamaya baÅŸladı mübarek zat.
Evdekiler,
- Niçin aÄŸlıyorsunuz efendim? dediler.
Sesi titreyerek cevapladı:
- Allahü teâlâ bizim gibi günahkârları kendisine muhatap kılıyor, daha ne olsun. Bizimle konuÅŸuyor. “Ey müminler!...” diye hitab ediyor bize. Bu ne büyük rütbe, düÅŸünebiliyor musunuz?
Ve ekledi:
- MahÅŸer gününde de, kâfirleri kendi hallerine bırakırken, bize hitab edecek. Orada da muhatap olacağız Rabbimizle.
Ne ÅŸeref!
|