Ubeydullah-ı Ahrar hazretlerini “rahmetullahi aleyh” sevenlerden bir genç, bir gün nefsine uyup, ÅŸarap almış evine götürüyordu ki, ÅŸarap testisi bir duvara çarptı ve kırıldı birden.
İçindekiler döküldü yollara.
Anladı bunun bir ikaz-ı ilahi olduğunu.
Oradan doÄŸruca bu büyük Veli’nin yanına gitti.
Ubeydullah-ı Ahrar hazretleri onu görünce;
- Evladım, kul, günah yolunda bir adım bile atmamalıdır, buyurdu. EÄŸer o testi kırılmasaydı, benim kalbim kırılacaktı.
Delikanlı pişman olmuştu zaten.
Tövbe etti bu zatın huzurunda.
Ve bir daha iÅŸlemedi bu günahı.
Zira; “Evliyanın sözünde rabbani tesir vardır” diye buyurmuÅŸtur büyüklerimiz.
Onlar görülünce…
Bu zat, bir gün sohbetinde;
- Allah adamlarını görmek ÅŸifadır, buyurdu. Çünkü onlar görülünce Allah hatırlanır.
Dinleyenler;
- Öyle bir Allah adamı yoksa efendim? dediler.
- Onlar yoksa da, kendilerini çok sevmeliyiz, buyurdu.
- Efendim, biz bütün Ehl-i sünnet âlimlerini ve bütün Evliyaları, görmemiÅŸ olsak da çok seviyoruz. Bu da ÅŸifa mıdır?
- Elbette. Onları seven ve yollarında giden, dünyada da rahat eder, ahirette de. Hem sonra kiÅŸi sevdiÄŸiyle beraberdir. O büyükleri seven, ahirette onların yanında olacaktır.
Ve ekledi:
- Ama sevmek lafla olmaz. Seven, sevdiÄŸinin yolunda gitmedikçe onu sevmiÅŸ olamaz.
Namazın kıymeti
Bir gün de sohbetinde;
- KardeÅŸlerim, huzur-u ilahide toplanmak ne büyük bir nimettir, buyurdu.
- Huzur-u ilahi nedir ki efendim? dediler.
- Namazdır, buyurdu. Çünkü Allahü teâlâ her namazdan sonra; “Ey kulum, iste vereyim” buyuruyor ki, o vakitlerde yapılan dualar geri çevrilmez.
|