Mevdud-i Çeşti hazretleri “rahmetullahi aleyh” ile Ahmed Namıki Cami hazretleri “rahmetullahi aleyh”, bir gün bir evde sohbet ediyorlardı.
Öyle ki sohbetin tesiriyle kendilerinden geçmişlerdi adeta.
O esnada iki münafık, ellerinde birer hançerle içeri girdiler.
Maksatları öldürmekti bu iki Allah dostunu.
Ancak yapamadılar.
Zira Hace Mevdud hazretleri “rahmetullahi aleyh” anlamıştı niyetlerini.
Onlara tek bir nazar etti oturduğu yerden.
Hiddetle baktı.
O bakışla titremeye başladı azaları.
Elektriğe tutulmuşlardı sanki.
Hançerler, ellerinden düştü.
Ve bayılıp oraya yığıldılar ikisi de.
Ayılınca anladılar hatalarını.
Hemen tövbe etiler.
Ve halis talebesi oldular bu büyük Veli’nin.
İnsan, ihsanın kuludur
Bu zat bir gün sevdiklerine;
- Şu kullara ne kadar şaşılır, buyurdu.
- Neden efendim? dediler.
- Çünkü birinden iyilik görse, ona sevgi duyar. Zira bu, elinde değildir insanın. Nitekim büyüklerimiz; “İnsan, ihsanın kuludur” buyuruyorlar.
Ve ekledi:
- Ama o iyilik yapan insana çok teşekkür eder de, o nimetin hakiki sahibine şükretmeyi akıl etmez. Halbuki kula gelen her iyilik ve ihsan, Allahü teâlâdan gelmektedir, kuldan değil ki.
Şöyle devam etti:
- Allahü teâlânın âdeti şöyledir ki, nimetlerini kullarının eliyle gönderir. O hatırlatmasa, kuvvet ve fırsat vermese, kimse kimseye iyilik yapamaz. Çünkü insan acizdir.
Şöyle bitirdi:
- Kullar iyilik etmekte sadece bir vasıtadır. Her nimet, Rabbimizdir gelmektedir.
|