Mevdud-i ÇeÅŸti hazretleri “rahmetullahi aleyh”, aldığı manevi bir iÅŸaretle ilim tahsili için Belh ÅŸehrine gitmiÅŸti.
Onu, kalabalık bir halde karşılayıp çok hürmet gösterdiler.
Ancak Ona haset edenler de vardı aralarında.
Kendisini İmtihan etmeye yeltendiler.
Ve bir Cuma gününde, ilim ehli dörtyüz kiÅŸi o yerin en büyük camiinde toplandılar.
Her biri bir sual sordu.
O, hepsine çok güzel cevaplar verdi.
Onlar yine;
- Bu kadar âlimsiniz. Öyleyse niçin kaside dinliyorsunuz? dediler.
Cevaben;
- Ara sıra dinlerim, buyurdu. Büyüklerimizden de dinleyenler vardı. Nitekim İbrahim bin Edhem hazretleri de Evliyadandı. O da kaside dinlerdi zaman zaman.
Uçmak hüner deÄŸildir
O insanlar bu defa;
- Ama o, havada uçuyordu, dediler.
- Uçmak hüner deÄŸildir, buyurdu. Baksanıza sinek de uçuyor.
O esnada bir ses iÅŸitildi.
Ses gaibten geliyor ve;
- “Ey Müslümanlar, bu zat büyük Velidir. Her iÅŸi dine uygun, doÄŸru ve rahmanidir!” diyordu onlara.
Sesi duyuyor, ama kendisini göremiyorlardı.
O zaman insafa geldiler.
Ve büyüklüÄŸüne inanıp talebesi oldular topyekün.
Ahiret sonsuzdur
Bu zat, bir gün sohbetinde;
- KardeÅŸlerim, ölüm mutlaka var, buyurdu. O, muhakkak herkese gelecektir bir gün. Burada olanların, hakikati bulunur ahirette.
Ve ekledi:
- Orada iki yer var, ya Cennet ya Cehennem. Bunların ikisi de sonsuzdur ve dünyadaki iÅŸlerden hesap sorulur orada. DoÄŸru cevap veremeyenler, Cehenneme atılır mâzallah.
Åžöyle bitirdi:
- Velhasıl ameller, karşılıksız kalmıyor. Ya ebedi bir azap, ya da sonsuz saadet.
|