Mevlana Halid-i BaÄŸdadi hazretlerini “rahmetullahi aleyh” çekemeyen bazı din adamları, onu mahcup etmek için baÅŸka bir ÅŸehirdeki Åžeyh Yahya-yı Mezveri adında bir âlime mektup yazıp, maksatlarını açıkladılar.
Mektup ÅŸöyle:
- Burada, Halid diye genç bir âlim var ki, herkes maÄŸlub oluyor Onun karşısında. Hele Hindistan’a gidip geldikten sonra, mürÅŸitlik dâvâsına kalkıştı. Onu maÄŸlub etmekten biz aciz kaldık. Ümidimiz sizdedir.
Åžöyle bitiyor:
- Bu tarafa gelip, buna dur demek size vacip olmuÅŸtur. TeÅŸrifinizi bekliyoruz. Vesselam.
Åžeyh Yahya, bu mektubu alır almaz bazı talebesiyle birlikte BaÄŸdat’a geldi hemen.
Âlimler karşılayıp, çok iltifat ettiler kendisine.
Her biri Onu kendi evinde misafir etmek istiyordu.
Ama o, bu ilgi ve iltifata aldırmayıp;
- Beni, o dediÄŸiniz o zata götürün, dedi.
Götürüp gösterdiler dergahı.
Åžeyh Yahya kapıya henüz gelmiÅŸti ki, kapı açıldı içerden.
Mevlana Halid hazretleri “rahmetullahi aleyh” ayakta karşıladı kendisini.
- HoÅŸ geldiniz, buyurup içeri aldı.
Müsafeha edip, oturttu yanına.
Ve ilgi gösterip, çok iltifatlarda bulundu.
Sormaya lüzum kalmadı
Åžeyh Yahya’nın zihninde ince ve zor dini meseleler vardı ki, onları sormayı tasarlıyordu bu büyük Veli’ye.
Ama lüzum kalmadı.
Zira sormadan, normal sohbet esnasında bir bir cevaplarını aldı her bir meselenin.
Hem de en mükemmel ÅŸekilde.
Geniş ve izahlı olarak.
İlmine hayranlık duydu.
Hatta Onu görünce utandı kendisinden,
Hemen özür diledi.
İmtihan için gelmiÅŸti ama talebesi olarak ayrıldı huzurundan.
|