Abdullah Dehlevi hazretlerinin “rahmetullahi aleyh” dergahının yanında, dergaha bitiÅŸik arsası vardı bir kadının.
Talebeler çoÄŸalınca, dergah dar gelmeye baÅŸlamış, geniÅŸletilmesi gerekiyordu artık.
BitiÅŸik arsayı da medreseye katmayı düÅŸündüler.
Ancak arsasını satmıyordu kadın.
Israr ettiler.
- Hayır, satmam dedi. Siz başka arsa bakın.
Zira bilmiyordu bu zatın büyüklüÄŸünü.
Ne kadar ısrar ettilerse de, sürdürdü inadını.
Son bir defa gidip;
- EÄŸer parayla satmaktan utanıyorsan, hediye ettiÄŸini söyle, dediler. Biz parayı gizli olarak göndeririz sana.
Büyük Veli incinmiÅŸti
Son cevabı da hayır! oldu.
Bunu duyunca incindi büyük Veli.
Şiddetle kırıldı o kadına
Bir ÅŸey buyurmadı ama, o günden itibaren her gün, kadının ailesinden biri ölmeye baÅŸladı.
Nihayet bir çocuÄŸu kalmış, o da mühim bir hastalığa yakalanmıştı ki, aklı başına geldi nihayet.
Arsam, dergahınıza hediyem olsun. Para da istemiyorum diye haber gönderdi bu büyük Veli’ye.
Bu haber o zata ulaşınca, kurtuldu çocuk hastalıktan.
Tam ÅŸifaya kavuÅŸtu.
Kadın, seviyordu artık bu Allah dostunu.
ÇocuÄŸu büyüyünce, götürüp yazdırdı o medreseye.
Birbirinizi sevin!
Bu zat, bir gün talebelerine;
- Birbirinizi çok sevin, buyurdu. İnsan birini sevdi mi, onda hata kusur görmez. Sevmeyince de, her ÅŸeyi göze batar. İyi hallerine bile kızar, öyle deÄŸil mi?
- Evet hocam, dediler.
- Mesela ben, sizde hiç kusur göremiyorum.
- Neden efendim?
- Çünkü sizi çok seviyorum. Seven, sevdiÄŸinde kusur görmez.
|