Mevlana Halid-i BaÄŸdadi “kuddise sirruh” hazretleri, Hindistan’dan dönüp BaÄŸdat’a geldiÄŸinde halk tarafından coÅŸkuyla karşılanmışsa da Onu haset edenler de vardı ahaliden.
Bunlar gittikçe artıyordu.
Nihayet ikiyüz kadar hasetçi bir gün toplanıp öldürmek kararı aldılar bu zatı.
Hem de aynı gün.
Günlerden Cuma idi.
Silahlanıp, cami çıkışında bir yerde gizlice beklediler ve;
- Camiden çıkar çıkmaz üzerine saldırıp, öldürelim, dediler.
Nihayet namaz bitti.
Ve dağıldı cemaat.
Hiddetle baktı onlara
Camiden son olarak bu mübarek zat çıktı ve çıkar çıkmaz fark etti durumu.
Niyetlerinin su-i kast olduğunu anlamıştı.
Onlar yerlerinden çıkıp hücum edeceklerdi ki, hiddetli bir nazar etti herbirine.
Mübarek nazarı kime isabet ettiyse, yerinde kalakaldı.
Bir adım bile atamadılar.
Mıh gibi yere çakılmışlardı sanki.
Birer cansız heykel olmuşlardı veya,
TaÅŸ kesilmiÅŸlerdi adeta
Silahları düÅŸtü ellerinden.
Bir müddet böyle kalıp, sonra büyük bir dehÅŸete kapılarak kaçıp uzaklaÅŸtılar.
- Niçin kaçtınız? diye sorduklarında;
- O, camiden çıkıp da bize hiddetle baktığında, omuzları üstünde koca bir aslan gördük, dediler. Gözlerini bize dikmiÅŸ, nerdeyse üstümüze saldıracaktı ki, selameti, kaçmakta buluk.
Namaz, dinin direÄŸidir
Bu zat bir gün namazdan bahsederken;
- Namaz, dinin direğidir, buyurdu. Namaz kılan, dinini kuvvetlendirir. Kılmayan dinini yıkar.
Ve ekledi:
- Ankebut suresinde mealen; (DoÄŸru kılınan namaz, insanı kötülüklerden elbette uzaklaÅŸtırır) buyuruluyor.
|