Davud-i Tai “rahmetullahi aleyh”, Evliyanın büyüklerindendir.
Nefsiyle mücadele ederek, Evliyalık yolunda kemale gelmiÅŸti.
Dışarı pek çıkmazdı.
Ancak namaz için camiye çıkar, kılınca da çok acele eve dönerdi hemen.
Bir gün kendisine;
- Niçin böyle acele ediyorsun? diye sordular.
Cevabında;
- Beni bekleyenler var, buyurdu.
Merak ettiler:
- Hayrola efendim, sizi kim bekliyor ki?
- Kabristandakiler. Bu sonsuz yolculuÄŸa hazırlık yapmam gerekiyor. Onun için acele gidiyorum.
Bu aceleniz nedir?
Bir gün yine camiden çıkmış, acele gidiyordu ki;
- Bu aceleniz nedir efendim? diye sordular yine.
Cevabında;
- Gönlünü dünyaya baÄŸlamış insanları görünce, kalbim dünyaya meylediyor. Bunları görmemek için hızlı gidiyorum, buyurdu.
Sordular yine:
- Efendim, insanların içine de pek karışmıyorsunuz, hikmeti nedir acaba?
- Kiminle konuÅŸayım? Gönlünü dünyaya kaptırmış olanlarla konuÅŸsam, kalbim kararıyor. Gönlüm dünyaya meylediyor.
Ve ekledi:
- Akıllı olanlar da yanıma geldiÄŸinde, bana emir ve yasakları hatırlatmıyor, hata ve kusurumu söylemiyorlar. Hatta kusurlarımı fazilet sayıyorlar. Bana, bunlardan da fayda gelmiyor.
Uyuyan mahrum kalır
Bu zat, bir gün cemaatine;
- Sabah namazını kıldıktan sonra yatmak zararlıdır, buyurdu.
- Ne zararı var efendim? dediler.
Buyurdu ki:
- Böyle yapanlarda mide, barsak ve kemik hastalıkları görülür. Hem sonra maddi rızıklar bu saatte taksim ediliyor. Uyuyanlar mahrum kalır.
|