Süfyan-ı Sevri hazretleri “rahmetullahi aleyh”, bir gün aniden hastalandı.
Bir doktor getirdiler.
Ancak hıristiyandı adam.
Bu zatın ismini duÅŸmuÅŸ, Evliyadan bir kimse olduÄŸunu öÄŸrenmiÅŸti.
Oturup tıp ilmi üzerinde sohbet ettiler.
Fakat hazret-i Süfyan, ona öyle ince bilgiler verdi, öyle detaylar söyledi ki, aÄŸzı açık dinledi hıristiyan doktor.
Zira hiç duymadığı bilgilerdi bunlar.
Hayretler içerisinde kalmış ve; bu kadar ince bilgileri nasıl biliyor diye de hayranlık duymuÅŸtu.
Sonra muayene etti bu büyük Veli’yi.
Nasıl yaşıyorsunuz?
Ancak yine hayrette kalıp;
- Aman efendim, bu halde nasıl yaşıyorsunuz? dedi hemen.
Mübarek zat sordu:
- Ne var ki hâlimde?
- Korkudan, ciÄŸerleriniz parça parça olmuÅŸ. Böyle bir ciÄŸerle bir gün bile yaÅŸamanız tıbben imkânsız.
Ve ekledi:
- Senelerdir tabiplik yapıyorum. Böyle bir hadiseye, ilk defa rastladım.
Buyurdu ki:
- Tıp ilmi doÄŸru söyler. Ama cenâb-ı Hak her ÅŸeye kadirdir. YaÅŸatmak dilerse, yaÅŸatır.
Hıristiyan doktor düÅŸündü, itiraz edemedi bu söze.
Hatta hayranlık duydu.
Öyleyse dininiz hak
Kalbine hidayet ışıkları dolmaya başladı ve;
- Madem ki böyle bir ciÄŸerle, yıllardır sıhhatle yaÅŸadınız, öyleyse dininizin hak olduÄŸuna inandım, dedi.
Ve ekledi:
- Yine inandım ki, cenâb-ı Hak elbette her ÅŸeye kadirdir.
Sonra kelime-i ÅŸehadeti söyleyip, Müslüman oldu.
Zamanın hükümdarı bunu iÅŸitince;
- Ben, doktor hastaya gitti biliyordum. Meğer hasta, doktora gitmiş demekten kendini alamadı.
|