Maruf-i Kerhi hazretleri “rahmetullahi aleyh”, devrinde bir çocuk bir iÅŸi için evinden çıkmış, fakat geri dönmemiÅŸti bir daha.
Babası yoktu.
Annesi gözyaşıyla aÄŸlıyor, bir an önce oÄŸluna kavuÅŸturması için dua ediyor, Rabbine yalvarıyordu.
Nihayet Maruf-i Kerhi hazretlerini hatırladı kadın.
Doğruca kapısına gidip;
- Efendim, dua edin de oÄŸlum evine dönsün, diye yalvardı.
Mübarek zat, acıdı kadıncağıza.
Elerini kaldırıp;
- İlahi! Yer senin, gökler senin, ikisi arasındakiler de senindir. Bu kadının oÄŸlu nerdeyse, evine döndür de, bu hasret bitsin, diye yalvardı.
Nerelerdeydin oÄŸlum?
Kadın ayrılıp evine döndüÄŸünde, gördü ki oÄŸlu gelmiÅŸ, kapıda annesini bekliyor.
Kuvvetle sarıldı oğluna.
Sonra da;
- Nerelerdeydin oÄŸlum? dedi. Meraktan öldüm. Nasıl geldin?
Åžöyle anlattı:
- Beni bazı kimseler kaçırdı anneciÄŸim. At üstünden günlerce yol alıp, çok uzaklarda bir yere götürdüler ve hapsettiler daracık bir yere. Az önce bir el beni alıp buraya koydu. Kendisini görmedim.
Annesinin gözleri parladı.
- O el, Maruf-i Kerhi hazretlerinin eliydi evladım.
İki şeye dikkat edin!
Bir gün de nasihat istediler bu zattan.
- İki şeye dikkat edin, buyurdu.
- Onlar nedir efendim? dediler.
Buyurdu ki:
- Birincisi, ihlaslı olmaya bakın. İhlaslı olan, her iÅŸinde muvaffak olur çünkü.
- Öbürü efendim?
- İkincisi, yapacağınız iÅŸi hemen yapın. Bırakmayın sonraya. Hadis-i ÅŸerifte mealen; “Sonra yaparım diyenler helak oldu, ziyan etti” buyuruluyor.
|