Cüneyd-i Bağdadi “kuddise sirruh” hazretlerinin gözünde bir rahatsızlık oldu bir gün. 
Bir tabip getirdiler, ama hıristiyandı adam. 
 
Muayeneden sonra; 
- Birkaç gün, gözünüze hiç su değdirmeyin, dedi. 
 
Hazret-i Cüneyd; 
- İyi ama, su değdirmeden nasıl abdest alacağım? dedi. 
 
- Onu bilemem. Ama bu gözleriniz size lazımsa, hiç su değdirmeyeceksiniz. 
 
O, yine abdest alıp, namaza durdu. 
Sonra da seccadesinin üzerinde uyudu. 
 
Uyandığında gözlerindeki ağrının tamamen gitmiş olduğunu fark etti. 
O esnada gaibden bir ses geldi kulağına. 
 
- Ey Cüneyd, sen gözlerini Allah için feda ettin. O da gözlerindeki o ağrıyı giderdi, deniyordu. 
 
Tabip, bunu işitince; 
- Ne yaptın da gözlerin iyileşti? diye sordu. 
 
O da, anlattı hadiseyi. 
O bunu öğrenince, daha çok şaşırıp, Cüneyd-i Bağdadi hazretlerine hayran oldu. 
 
Ellerine kapanıp, hürmetle öptü hemen. 
Ve iman edip, kurtuldu küfürden. 
 
Sonra da; 
- Hasta olan, senin gözlerin değil, meğer benim kalbimmiş, dedi. 
 
Toprak gibi ol! 
 
Bir gün bazı sevdikleri; 
- Huzurlu olmanın sırrı nedir efendim? diye sordular. 
- Halı gibi, toprak gibi olmaktır, buyurdu. 
 
Ve daha açıkladı: 
- Yani nefsinizi ayaklar altına alacaksınız. Çünkü nefsin her arzusu, insanın aleyhinedir. O, iyilik yapmak istemez. 
 
Ve izah etti: 
- Halıya ve toprağa her gün binlerce insan basar geçer de, onlar yine ses çıkarmaz, şikâyetçi olmazlar, öyle değil mi? 
 
- Evet hocam. 
- İşte huzurlu olmanın yolu budur. Kişiyle değil işiyle uğraşanlar, huzurlu olurlar.
   |