Sehl bin Abdullah-ı Tüsteri “rahmetullahi aleyh”, Evliyanın büyüklerindendir.
Nefsiyle olan riyazetleri meÅŸhurdur.
O kadar ibadet ve taat ederdi ki, hayvanlar bile itaat ederlerdi Ona.
Yanına vahÅŸi hayvanlar gelir, sessiz ve sakin olarak oturur, hiç zarar vermezlerdi.
Hak teâlâ indinde, duası makbuldü.
Herkes bunu bilir ve gelip dua isterlerdi kendisinden.
Hasta olan birine dua etseydi, anında şifaya kavuşurdu.
Kendinin de bazı hastalıkları olsa da, O, bunları dert deÄŸil, büyük nimet bilirdi.
Hatta ve ÅŸifa için dua bile etmezdi.
Niçin dua etmiyorsunuz?
Bir gün yakınları;
- Efendim, kim sizden dua istese, sizin müstecap duanızla ÅŸifaya kavuÅŸuyor. Sizin de iki mühim hastalığınız var. Siz niçin kendinize dua etmiyorsunuz? dediler.
Cevabında;
- Onlar hastalıklarından kurtulmak istiyorlar ve kurtuluyorlar, buyurdu.
- Ya siz efendim? dediler.
- Ben hastalıklarımı dert deÄŸil, nimet biliyorum. Çünkü Rabbim gönderiyor. İnsan, içinde bulunduÄŸu nimetten kurtulmak ister mi? O nimetler gitsin diye dua eder mi?
Ve ilave etti:
- Ben bunlara sabredip ÅŸükrettikçe, nice yüksek makamlara yükseltti beni Rabbim.
Dünyada en tatlı ÅŸey
Bir gün de;
- Dünyada en tatlı ÅŸey nedir efendim? diye sordular bu zata.
- En tatlı ÅŸey, çile çekmektir, buyurdu.
Soranlar şaşırdı:
- Nasıl olur hocam?
- Evet, bu dünyanın tadı, çile çekmektir. Müslüman, zevk alır çileden, haz duyar.
Ve ekledi:
- Hem sonra çilekeÅŸ olan, baÅŸarılı olur. Çile çekmeden hiçbir baÅŸarı saÄŸlanamaz.
|