Ebül Hüseyin Nuri hazretleri “rahmetullahi aleyh”, bir sohbetinde;
- KardeÅŸlerim, Allah’ın sevgisine kavuÅŸmak, bu nefs engelini aÅŸmakla olur, buyurdu.
Kendisi de zaman zaman nefsine hitaben;
- Ey nefsim! Senelerdir heva ve hevesine uydun. Rabbinin emirlerine karşı geldin. İstediÄŸin gibi yedin, içtin, uyudun. Ama ÅŸimdi, kesin olarak bunu terk edeceksin. Kendi isteklerini bırakıp Rabbine ibadet yapacaksın, derdi.
Ve devam ederdi:
- Ey nefsim! Çok iyi biliyorum ki, sen ahmağın birisin. Çünkü hep ateÅŸe götüren iÅŸlerin talibisin. Ne yapsan, sonunda piÅŸmanlık oluyor. Bıraksam, Cehennem ateÅŸinde yanacaksın. İşte ey nefsim, bunun için ahmaksın.
Ve ilave ederdi:
- Eğer ibadet yaparsan, ebedi olarak Cennet nimetlerine kavuşacaksın. Aklını başına al, yoksa ateşte yanacaksın.
Halis kul odur ki…
Bir gün sohbetinde;
- Halis kul odur ki, boynu büküktür, buyurdu. Kusurlarını düÅŸünüp; Bu günahlarla, hâlim ne olacak? diye dertlenir hep. Rabbine karşı mahcup ve gönlü kırıktır. Allah korkusu ile yaÅŸar daima.
Åžöyle devam etti:
- Halis kul, ömrünü boÅŸa geçirmez. Çünkü bilir ki, Allahü teâlâ boÅŸ vakit geçireni sevmez. İyi iÅŸlerini unutur, günahlarını ise asla. Kendisine yapılan eziyeti unutur, ölüm ve ahireti ise katiyyen.
Birbirinizi çok sevin
Bir gün de talebelerine;
- Birbirinizi çok sevin, buyurdu. İnsan birini sevdi mi, onda hata kusur görmez. Sevmeyince de her ÅŸeyi göze batar, öyle deÄŸil mi?
- Evet hocam, dediler.
Buyurdu ki:
- Mesela ben, sizde hiç kusur göremiyorum.
- Neden efendim?
- Çünkü sizi seviyorum. Seven, sevdiÄŸinde kusur göremez.
|