O devirde, BaÄŸdat'ta bir kadın vardı ki, Seyyid Abdülkadir-i Geylani hazretlerini “rahmetullahi aleyh” çok seviyor, darda kaldığı zamanlarda Ondan imdat istiyordu.
Ancak ahlaksızın biri âşıktı bu kadına.
Onu, gizli gizli takib ediyor, nereye giderse peÅŸinden gidiyordu.
Bir gün uzun bir yola çıktı bu kadıncağız.
O adam da arkasında.
Kadın serinleyip istirahat etmek üzere girdi bir maÄŸaraya.
Ardından o adam da girdi.
Kadın geri dönüp adamı gördü ama kaçacak, saklanacak bir yer yoktu.
Çok zor durumda kalmıştı.
Yetiş ey Gavs-ı azam!
Gözlerini kapayıp; “YetiÅŸ ey Gavs-ül azam!” diye bağırdı.
O anda, Gavs-ül azam abdest alıyordu.
Kadının sesini iÅŸitince nalinini çıkarıp, o maÄŸaraya doÄŸru hiddetle savurdu.
O terbiyesiz adam tam kadını tutacaktı ki, nalin yukardan gelip ÅŸiddetle çarptı kafasına.
Hatta bir defa deÄŸil.
Tekrar tekrar vurdu.
Tâ ki ölene kadar.
Kadın, o nalini alıp Gavs-ül azama getirdi ve;
- Efendim, Rabbim beni o adamdan kurtardı, dedi.
Başarılı olmanın sırrı
Bir gün de;
- Muvaffak olmak neye bağlıdır efendim? diye sordular bu zata.
Cevabında;
- Mütevazı olmaya baÄŸlıdır, buyurdu. Tevazu göstereni Hak teâlâ yükseltir. O tevazu ettikçe daha da yükselir.
- Ya kibirliyse efendim? dediler.
- Kibredeni alçaltır Hak teâlâ. O kibirlendikçe daha da alçalır.
Åžöyle bitirdi:
- Kibirli olanlar, mahÅŸer gününde, küçük karıncalar misali mahÅŸer halkının ayakları altında kalıp helak olacaklardır.
|