Adiyy bin Müsafir hazretlerini “rahmetullahi aleyh” sevenlerden biri anlatıyor:
Bir yolculuk esnasında yolum dağ başına uğradı.
O gece dağda konakladım.
Az sonra vahşi hayvanlar geldi yanıma.
Ama bana hiç dokunmadılar.
“Yoksa Adiyy bin Müsafir hazretleri mi var bu yakınlarda?” diye düÅŸündüm kendi kendime.
Zira bu hâl, o zata mahsus bir keramettir diye biliyordum.
Gerçekten de o zatın sesini duydum o ara.
DüÅŸüncem doÄŸruymuÅŸ meÄŸer.
Çok yorgun, aç ve susuzdum.
Bu büyük Veli yanıma gelip ayağını yere vurdu.
Baktım, tatlı bir su fışkırdı vurduğu yerden.
Bir daha vurdu.
VurduÄŸu yerden bir nar aÄŸacı çıktı bu defa.
Bana dönüp;
- Bu nimetler, Allah’ın izni ile, senin için çıkmıştır, buyurdu. Ye, iç ve Ona ÅŸükreyle.
Günahtan uzak dur!
Bir gence, nasihatında;
- Evladım, günahtan uzak dur, buyurdu. Zira tövbesiz ölenlere azap var ahirette.
Åžöyle devam etti:
- Sen, baÅŸkalarının günahına bakıp da, seninkini küçük görme sakın. Zira o gün, küçük bir günah, senin için çok çetin olacaktır evladım.
Ve ekledi:
- Günah ateÅŸtir. Bunu hiç unutma.
Gıybetten sakın!
Bir gün de bir genç nasihat istedi bu zattan.
Ona cevaben;
- Gıybetten çok sakın, buyurdu. Zira gıybet, zina etmekten daha çirkindir.
Delikanlı şaşırdı:
- Zinadan mı dediniz efendim?
- Evet. Hem de annesiyle zinadan. Falan âlim, filancadan üstündür demek de gıybettir. Çünkü duysa üzülür.
|