Makaleler
( 54 )
( 365 )
( 366 )
( 364 )
( 366 )
( 365 )
( 365 )
( 365 )
( 90 )
( 2 )
 
 2010 - MAKALELER


Arkadaşına gönder
 
Print almak için

Yazı boyutunu büyütmek için     


 

Bir keramet
9/3/2010

Sehl bin Abdullah-ı Tüsteri hazretleri ölüm hastalığına yakalanmış, son nefeslerini veriyordu ki, talebeleri;
- Efendim, yerinize kimi bırakıyorsunuz? diye sordular.

Mübarek zât gözlerini açıp;
- Şâd-ı dil'e bırakıyorum, buyurdu.

Talebeler şaşkın halde birbirlerine bakıp; "Hocamızın herhalde aklı gitti" dediler.
Zira bir kâfirin ismiydi bu.
Çok büyük şaşkınlık hasıl olmuş, herkes Onun sözünü, başka yorumluyordu.

Sesler yükselince;
- Kalkınız, gürültü yapmayınız! Bana Şâd-ı dil'i çağırınız! buyurdu.

Tereddüt ettilerse de, koşup çağırdılar yine de.
Az sonra Şâd-ı dil gelip yatağın yanına oturdu.

Büyük Velî, yatağından doğrulup;
- Ey Şâd-ı dil, dünya'dan ayrılıyorum. Benden sonra minberime çık ve insanlara sen vaz et! buyurdu.

O da şaşırdıysa da;
- Peki olur, dedi cevaben.

O gün, Sehl-i Tüsteri hazretleri göçtü bu âlemden.
Üç gün sonra ikindi namazında Şâd-ı dil gelip cemaat arasına oturdu.

Başında sorgucu vardı.
Belinde zünnarı.
Bu kâfir kıyafetiyle çıktı minbere.

İnsanlar, kendisine hayret nazarlarıyla bakarken;
- Ey Müslümanlar! Ey Sehl-i Tüsteri'nin kıymetli cemaati! diye seslendi cemaate.

Ve şöyle devam etti:
- O büyük zât, vaktiyle bana; "Ey Şâd-ı dil! Ne zaman aramıza katılacaksın? Ne zaman îmân edip, zünnarını atacaksın?" demişti. İşte ey Müslümanlar, o vakit geldi ve ben de sizin gibi Müslümanım, dedi.

Ve başından sorgucunu, belinden zünnarını çıkarıp fırlattı bir kenara.
Dediği olmuştu mübarek zâtın.

 
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
14.05.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı