Makaleler
( 54 )
( 365 )
( 366 )
( 364 )
( 366 )
( 365 )
( 365 )
( 365 )
( 90 )
( 2 )
 
 2012 - MAKALELER


Arkadaşına gönder
 
Print almak için

Yazı boyutunu büyütmek için     


 

Her kimin emâneti varsa…
10/31/2012

(Dünden devam)
Müşrikler, Aliyyül Mürtezâyı (radıyallahü anh) Resûl-i ekremin (sallallahü aleyhi ve sellem) döşeğinde gördüler.
Server-i âlemi sordular.
O cevâben;
"Ne bileyim" dedi.
Bu cevâbı aldılar.
Acele dışarı çıktılar.
Aliyy-ül Mürtezâ (radıyallahü anh) ertesi gün o kadar kâfirlerin arasından çıkıp, Kâbe-i şerîfte, Resûlullahın (sallallahü aleyhi ve sellem) oturdukları makâma vardı.
O makama oturdu.
Kureyş kâfirlerine;
"Resûl-i Ekrem (aleyhisselâm) hazretlerinde her kimin emâneti var ise, gelsin, benden alsın!" diye seslendi.
Emâneti olanlar geldi.
O emânetlerini aldılar.
Hicret edemiyen Sahâbe-i güzîn, hazret-i Alî'nin (radıyallahü anh) kanadı altına sığınıp, bir ferdin cânı incinmedi. Müşrikler hazret-i Alî'den korktukları için, müslümanların hiçbiri cefâ görmediler. Resûl-i erkemin (aleyhisselâm) seâdethâneleri Mekke-i Mükerreme'de olduğu müddetçe, Hazret-i Alî de Mekke'de kaldı.
Bir müddet geçti.
Efendimiz emretti.
Seâdethânelerini Medîne-i Münevvere'ye götürmesi için hazret-i Alî'yi (radıyallahü anh) vazifelendirdi.
Hazret-i Alî emri aldı.
Küffârın yanına vardı.
Ve onlara hitâben;
"Ben inşâallahü teâlâ yarın Medîne'ye gideceğim. Kimin bir sözü varsa, ben burada iken söylesin" dedi.
Cümlesi dinlediler.
Başlarını eğdiler.
Herhangi bir cevap vermeye tâkat getiremediler. (devamı yarın)

 
 
Ana sayfam yap Sık kullanılanlara ekle
Güncelleme Tarihi
13.05.2024
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır. Orjinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya
gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.

Hosted by İhlas Net
Ziyaretçi Sayısı