Celaleddin-i Hindi, âlim ve veli bir zat.
Bir gün, sevdiklerine, ÅŸöyle etti nasihat:
Namaz kılmak, en büyük ibadettir bu dinde.
Ecri dahi en çoktur Hak teâlâ indinde.
Kulun, Hak teâlâya en yakın olduÄŸu an,
Yine namaz kıldığı vakitlerdir her zaman.
Günahları örten ve temizleyen de yine,
İhlas ile kıldığı namazlardır mümine.
Namaz, dinin direÄŸi, müminin miracıdır.
Namaz, Müslümanlıkla kâfirliÄŸi ayırır.
Hanım evliyalardan Rabia-yı Adviyye,
Geçirirdi vaktini çoÄŸu kez namaz ile.
Kefenini, seccade olarak kullanırdı.
Her gece, tam bin rekat her gün namaz kılardı.
Tekbiri getirip de, namaza durduÄŸunda,
Hiçbir ÅŸeyden haberi olmuyordu o anda.
Bir gün namaz kılarken, kamış girdi gözüne.
Selam verene kadar fark etmedi hiç yine.
Namazı bitirince, hissetti onu ancak.
Güçlükle çıkardılar bir hayli uÄŸraÅŸarak.
Yine böyle bir gece, namaz kıldı evinde.
Sonra uyuyakaldı hasırın üzerinde.
O esnada içeri bir hırsız girdi, ancak,
Aradı, hiçbir nesne bulamadı çalacak.
Hazret-i Rabia’nın vardı ki bir örtüsü,
Tam çıkacağı zaman, takıldı ona gözü.
Bari boÅŸ çıkmayayım diyerek aldı onu.
Ve lakin bulamadı evin çıkış yolunu.
Geri dönüp bıraktı o örtüyü yerine.
Tam kapıdan çıkarken, geriye döndü yine.
Bıraktığı örtüyü, tekrar eline aldı.
Lakin yine şaşırıp, kapıyı bulamadı.
Dönüp koydu örtüyü, yolu buldu hemence.
Bu hal, tam yirmi kere vaki oldu o gece.
Son defa o örtüyü eline aldığında,
Gaibten kendisine geldi ÅŸöyle bir nida:
(Ey kiÅŸi hiç yorulma, çek örtüden elini!
Zira o, Allah’ına ısmarladı kendini.
Ona az yaklaÅŸmaya, gücü yokken ÅŸeytanın,
Senin gücün yeter mi, uÄŸraÅŸma daha sakın.
Alamazsın sen onu, kendini yorma fazla.
O uyuyor ise de, uyumaz Rabbi asla.)
Bunu duyup korktu ve çıktı evin içinden.
Tövbe edip, vazgeçti bu hırsızlık iÅŸinden.
Rebi bin Heysem dahi, evliyadan bir zattı.
Bin altın değerinde var idi cins bir atı.
Bir gün namaz kılarken, çalındı o ara at.
Fark etti, namazını bozmadı yine fakat.
(Niçin mani olmadın?) diye sorduklarında,
Dedi: (Huzurundaydım Rabbimin ben o anda.) |