Celaleddin-i Hindi, evliyadan bir kiÅŸi.
Sünnet-i seniyyeye, muvafıktı her iÅŸi.
Åžöyle buyururdu ki o her dua ediÅŸte:
(Yakmasın Hak teâlâ, hiç kimseyi ateÅŸte.)
Derdi ki: (Ahirette yanacaksa bir insan,
Nedir ki bu dünyada, rahat etmiÅŸ bir zaman.
Kısa bir an da olsa, yanacaksa o eğer,
Bu dünyada zenginmiÅŸ, fakirmiÅŸ, ne fark eder?
Bu dünyanın, en kötü tarafı ÅŸu ki fakat,
Bir tek Allah demeye, vermiyor kula fırsat.
İnsan, bu çark içinde her gün dönüp duruyor.
Uyanıp, (Ben nereye gidiyorum?) demiyor.
Güruh güruh ateÅŸe giderken bu insanlar,
Diyorum ki: (Ya Rabbi, bir insan nasıl yanar?)
Zira görüyorum ki, bu zamanda maalesef,
Para kazanmak olmuÅŸ insanlarda tek hedef.
Hem de, kazanacağı o paralarla yine,
DüÅŸecek türlü türlü haramların içine.
Bu insanın, hayvandan, peki ne farkı kalır?
Zira onlar da yalnız bu şeylerden zevk alır.
Hak teâlâ, insanı, ÅŸerefli kıldı fakat.
Zira yarattı onu, bir eşref-i mahlukat.
Yani Allah, insanı, her ÅŸeyin mükemmeli,
Olarak yarattı ki, bu da açık ve belli.
Ayırdı hayvanlardan, onu, akıl vererek.
Çağırdı kendisine, Peygamber göndererek.
Kur'an-ı keriminde, onlara etti hitap.
Yani kıldı onları kendisine muhatap.
Olur mu insan için bundan büyük bir ÅŸeref?
Lakin bunu insanlar, anlamıyor maalesef.
Bu şeref ve kıymeti bırakıp bir kenara,
İtibar ediyorlar, kıymetsiz olanlara.
Kulların takdiri ve tenkidinden, eğer ki,
Sıyrılamazsa insan, fenadır elbette ki.
Halbuki bütün dünya, seni takdir etseler,
Rabbimiz sevmedikçe, verilir mi hiç deÄŸer?
Aksine bütün dünya, yerseler seni ÅŸayet,
Allah sevdikten sonra, edilir mi ÅŸikayet?
Çünkü bu insanların, takdir ve tenkitleri,
Üç beÅŸ sene sonunda, hayal olur her biri.
İnsana, ahirette faydası dokunacak,
Ameller, Allah için yapılanlardır ancak.
Para pul, mevki makam, ayakkabı, elbise,
Yarın fayda vermezler dünya için idiyse.
Zaten insan ölünce, onlardan soyuyorlar.
Sadece bir kefenle kabire koyuyorlar.
Bir âlim, her gün akÅŸam diyormuÅŸ ki bir defa:
(Heyhat, yine ömürden azaldı bir gün daha.)
İnsan, her saatinin bilmeli kıymetini.
Zira böyle kazanır, sonsuz saadetini.)
|